Cumhurbaşkanı Brüksel'deki konuşmasında; "Rusya dostunu kaybederse, çok şey kaybeder" diyor. Söylediği, Türkiye'ye yapılan saldırının, NATO'ya yapılmış saldırıolduğudur. Bu yeni gerilimin siyaset boyutu bir yana, işin ekonomik cephesinebakıldığında, gerilimin tırmandırılması halinde Rusya sahiden çok şey kaybedecektir.
Birincisi, Rusya, iki ülke arasına nifak sokmak isteyenlerin ekmeğine yağ sürmektedir. Türkiye -Rusya yakınlaşması öteden beri ABD ve AB'nin rahatsızlık duyduğu gelişme idi. İki ülke arasında halen 35'i dış ticaret ve 15'i dış müteahhitlik olmak üzere 50 milyar $'lık ticaret hacmi bulunuyor ve bunun 2020'ye dek 100 milyar $'a çıkarılması söz konusu.
İkincisi, ürün ülkesi Rusya'nın enerji müşterisi olarak Türkiye, doğal avantaja sahip ve herhangi bir müşteri değil. Tüketici ve transfer kimliğiyle Türkiye, tedarikçi kimliğiyle Rusya'nın karşılıklı bağımlılığı, atılacak her adımın iyi hesaplanması gerektiğini ortaya koyuyor.
Üçüncüsü, küresel ekonomide gücün giderek Atlantik havzasından Pasifik havzasına kayması, Rusya'nın yeni ittifaklar kurma ihtiyacını artırdı. Hal böyle iken Türkiye gibivizelerini kaldırmakla yetinmeyip dış ticarette ortak yerli para kullanımına dek derinleşen bu dostluğun çok fazla riske atıldığı bir gerçektir.