Havalar hâlâ soğuk olsa da kar- kış, baharın habercilerini artık
saklayamıyor. Tabiatın uyanmasını anlatan cemreler yolda. İlki
19-20 Şubat'ta havaya, ikincisi 26-27 Şubat'ta suya, üçüncüsü de
5-6 Mart'ta toprağa düşecek.
Ancak uzun süredir küresel durgunluk ve saldırı altında ağır kış
geçiren ekonomiye cemre, erkenden düştü bile... Canlılık ve
hayatiyetin ifadesi cemre sayesinde cazibe merkezlerinden
istihdama, kredi desteğinden üretim teşvikine dek yığınca çaba,
netice verdi ve piyasa "ekonomik bahara" uyandı.
Tıpkı tabiatta olduğu gibi bu uyanışta, ekonominin tüm aktörlerinin
birlikte hareket etmesi, son derece hayatidir. Eğer tomurcuk işini
yapıp açıldığında güneş gecikir ve don gelirse o ağaç meyveyi
ıskalamış olur.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın TOBB nezdinde başlattığı
istihdam seferberliği, "ben de varım" diyen özel sektörün işe
alımdaki zamanlamasıyla eşgüdümlü olursa istenen verim
sağlanabilir.
KOBİ'lere 250 milyar liralık kredi faizi desteği, bankaların bu
alanda yönettiği riskleri yeniden düzenleyip, zimmeti esnetmedeki
adımlar eşliğinde işe yarar. Aksi halde KOSGEB onay verip KOBİ'ye
bankaya gönderdiğinde bu eşgüdüm yoksa amaç hâsıl olmaz.
Bu süreçte sadece kamu bürokrasisi değil aynı zamanda bakanlıkların
da eşgüdüm niyet ve gayretleri olması gerekir. Başbakan Binali
Yıldırım'ın kamuoyu ile paylaştığı proje detaylarında gözüme çarpan
hep bu koordinasyon ihtiyacıdır.
Eşgüdümün önündeki en büyük engel, bana göre bürokrasidir. Daha
doğrusu bürokratik oligarşidir. İster ülke savaşta olsun ister
ekonomik seferberlik başlatılsın, kendini var edemeyeceği hiçbir
yarına izin vermeyen bürokrasi, bana göre ekonomik baharın
"öldürücü don" olayıdır.