Sivil Toplum Örgütü kavramının kısaltılmış hali. Batılı bunlara
NGO (non governmental organisation) diyor. Kâr amaçlı
kurulmamışlardır. Her biri; sektörel, dar veya geniş amaçlı,
mesleki veya hobilere yönelik faaliyetlerin "örgütlenmesini"
sağlıyor.
Bizdeki yaygın adıyla dernekler, toplumun örgütlenme beceri ve
kalitesinin göstergesi durumunda… Son 20 yılda STK'lar, devletin
veya uluslararası kurumların "tercih ettiği" oluşumlar…
Resmi bir yapıları olmadığından, halkın kendi arzusuyla katılımı
esasına dayandığından, topluma mal edilmesi istenen proje veya
düşüncelerin daha verimli hayata geçirilmesini sağlayabiliyorlar.
Türkiye, bir açıdan bakıldığında 90 bin ile STK konusunda fena bir
yerde değil.
Hemen her alanda bir STK var ve her 900 kişiye 1
dernek düşüyor denebilir. AB ülkelerinde dernek sayıları milyonlar
seviyesinde ve bunlarda görev alan milyonlarca insan, devletin
işini ve işleyişini kolaylaştırıyor. Almanya'da 2 milyon 100 bin,
Fransa'da 1 milyon 470 bin dernek bulunuyor. Fransa ve Almanya'da
her 40 kişiye 1 dernek düşüyor.
Türkiye'de dernekçiliğin nicelik sorunları yanı sıra nitelik
sorunları var. Bunların başında da katılımcılık sorunu geliyor.
Genel yaklaşım, dernek üyelerinin sadece %7'si aktif katılım
göstererek topluma fayda üretmeye gayret ediyor. Gerisi, bir
derneğe "rozeti veya itibarı" için giriyor.
İçi boş dernekler ise en çok rastlanan uygulama. Genelde bir
kişinin etrafında dönen faaliyetlerle örgütlenme verimi düşük
yapılar görüyoruz. O kişinin bireysel gayreti dışında, kurumsal
anlamda kayda değer fayda yaratılamıyor.
Nitelik konusunda gözlemlediğim en önemli sorunlardan biri de her
biri sivil toplum iddiasıyla yola çıkan derneklerin, bakış açısı,
faaliyet alanı ve üretme becerisiyle, "mini Ankara" olma yolunda
gittikleridir. Adı sivil ama her biri hükümetin gücü peşinde...
Oysa hükümet dışı güçler olarak tanımları var fakat belli alanda
"kamusal değer yaratma" iddiaları yok.
Demokrasi talebindeki dernekler dahi, faaliyet türleri ve üretim
kaliteleri incelendiğinde "demokrasi değil, imtiyaz talep
ettikleri" izlenimi veriyorlar. Burada nitelikli dernek oluşturmada
ekonomi STK'larının önemi daha da belirginlik kazanıyor. Zaten
durum da bu…
Fakat sorun ekonomi STK'larının; kendi ilgi alanlarında
"niteliksiz" işler yaparken, üstlerine vazife olmayan ama medyatik
olabilecek konularda