Derler ki kaz yumurtası daha iridir ama yumurtlayınca sesi
çıkmaz. Fakat tavuk küçük yumurtası ardından öylesine gıdaklar ki
bütün dünya kaz yerine tavuk yumurtasını tercih eder. Reklamın
gerekliliğini bu örnekle açıklar bazıları...
Burada benim adından söz edeceklerim, sadece gıdaklıyor. Ortada fol
yok yumurta yok ama bol bol gıdaklama, ortalığı velveleye verme
var... Misal; şu Ar-Ge ve katma değerli üretimi dilinden
düşürmeyenler...
Efendim, kilogramı 1.5 $'lık ihracat birim fiyatıyla bir yere
varamayız... Efendim katma değerli üretime geçmeliyiz. Efendim
devlet ar-Ge'yi desteklesin...
İyi de devlet bunun için son 10 yılda neler yaptı neler...
Milyarlarca doları Ar-Ge için harcadı, yüzbinlerce projeye destek
verdi, Ar-Ge için yasayı da finansal desteği de çözdü...
Peki, sonuç? Gürlediğimiz kadar yağamadık, sürekli "katma değerli
üretim şart" diye gıdakladık durduk fakat ürettiğimiz, sadra şifa
olmadı, gitti... Bunu söylerken Ar-Ge'nin hakkını verip gerçek
katma değer üretenleri özenle ayrı tutuyor ve onlara minnet
duyuyorum.
Fakat başında olduğu STK'nın demeçlerini bu gıdaklamalarla meşgul
eden, bu yolla kendine medyada görünürlük sağlayan yığınca sözcümüz
var. Sanki ikna edilecek birileri varmış gibi sürekli aynı
gıdaklama; katma değerli üretim şart, Ar-Ge önemli filan...
Karadenizli yerel sanatçı Burcu Yeşilbaş'ın hareketli bir türküsü
geldi aklıma; Alçak ceviz fidesi / Buduyorlar mı seni / Kaç da gel
bana yârim / Tutuyorlar mı seni...
Sahi, sizi tutan mı var? Aldığınız ar-ge teşviklerinin hakkını
verin, ihracatın hamalı olmak