Türkiye sivil toplum örgütü zengini... Kanarya seveninden genç
işadamına dek... Ama niceliksel zenginlik bu... Sivil toplumun
tanımından gelen nitelik açısından, sahra çölü kuraklığında
ülkemiz...
Her biri "non governmental" yani icracı hükümet değildir ama ona
yardım etmek yerine, onun işlevlerine taliptir. Her biri Ankara
olmayandır ama Ankara sevdası çeker... Siyasete aktör yetiştirmek,
tanımlanmamış tanımlarıdır aslında.
Değer üretmedikleri için sürekli kapatılmalarından söz ettiğim 320
sanayi, ticaret veya meslek odasından söz etmiyorum bile. Zira
bunlara üyelik, "gönüllülük esasına" göre olmadığından, STK
tanımına dahi girmezler. Ancak kendini toplumun bir ihtiyacına
adamış gibi görünenlerin verimine dair şikâyetim var.
Çok azı kamu yararınadır. Fakat kamu yararını, vergiden muaf olma
imtiyazı sayarlar. Kamuya sağladıkları yarar öylesine cılızdır ki
bunların kabaca %20'sini yok hükmünde sayabiliriz. İşini iyi ve
doğru yapan az sayıda STK'yı özenle ayrı tutarak kanaatim şudur ki,
değer üretmedikleri için gereksizdirler.
Genelden özele inip, misal teknoloji alanına gelelim. Ülkenin üst
gelir grubuna çıkabilmesi için katma değerli üretime olan ihtiyacı
aşikârdır. Her yıl 6.5 milyar $'ı AR-GE için harcayan Türkiye'de
AR'aştırdığımız halde GE'liştiremeyişimizin altında, niteliksiz
sektör STK'ları vardır.
Nitekim Bilim Bakanı Fikri Işık, son 1.5 yılda sayısı %50 artan
AR-GE merkezlerinden nitelikli proje çıkmadığını söylüyordu dün...
Sanayi ve ticaret odaları bir işe yaramıyorsa bari proje birimi
kursa ve kentin ihtiyacı olan nitelikli projeleri üretse ve STK'lar
da bu konuda uzmanlık geliştirse...