Son 10 yılda çiftçiye verilen 70 milyar liralık destek ve bu yıl
verilecek olan 10 milyarilave destek… Avrupa'da 4'üncü sıradan
1'inci sıraya yükseldik destek konusunda… Bakan Eker; bu sayede
tarımsal milli gelirin 2002-2013 döneminde 36 milyar liradan
116 milyar liraya yükseldiğini söylüyor.
Cumhuriyet döneminde tarımı çok fazla dışladık.
Dünya sanayileşme ile övünürken biz de tarımı hızlı terk etme
sevdasına kapıldık. Öyle ki milli gelir içinde tarımın payının
giderek azalıyor oluşunu, gelişmeye rütbe yaptık. Hal
böyle olunca kendine yeterlilik uçtu gitti.
Şimdi fark ediyoruz ki değil sanayi çağı, bilgi toplumunda da
acıkacağız ve torunlarımızın iştahı bizden az olmayacak.
Tarımın sadece gıda üzerinden sunacağı katkı, toplum için
vazgeçilmez ise bu alanı stratejik olarak betimlemek
şart.
Ancak burada geleneksel tarımı
endüstrileştirmekle alınacak yollardan fazlasınıdüşünmek
gerekiyor. Dünyada moda tanımların peşine
kapılıp, traktörlü tarım, organiktarım, iyi tarım
gibi ithal ifadeleri benimsedik. Hiçbir yere
götürmeyen sloganlar ile tarım
kartını kullanabileceğimizi sandık.
Görüyoruz ki tarımda anlayış değişikliği şart ve eski
Türkiye'nin zihin yapısıyla değil, yeni anlayışla tarımı ele almak
gerekiyor. Özellikle 2 alanda eşanlı yürüyerek…
Birincisi; teşvikleri yeni zihin yapısına taşımak lâzım… Bitlis'e
verdiğin ağıl desteğinin Bodrum'da villa, İstanbul'da düğün,
Ankara'da dört çekere dönüştüğü kurnazlıkları terk etmeli.