Kısa bir Organize Sanayi Bölgesi öyküsü paylaşacağım: OSB'nin
birinde adamın biri, "yatırım yapacağım" diye teşvikten arazi
kapatır.
Ama hiçbir şey yapmaz. Sonra gerçek sanayicinin biri, yabancı
yatırımcıyla bu araziye talip olur.
Yatırım yerine rant kovalayan arazi kapatıcısı, 1 milyon $'a
sahiplendiği araziye, 5 yılın ardından 10 milyon $ ister. Gerçek
sanayici bu fahiş fiyata rağmen yine de "kabul" der.
Ancak arazinin dâhil olduğu OSB yönetim mafyası, "4 milyon $ da
bize..." diye tutturur. Peki sebep? "Ranttan biz de pay alalım"
ifadesidir. Olay bakanlığa kadar gider, gelen cevap, "efendim 4
milyonda size kaç taksit kolaylığı yapalım?" olur.
Metin Can'ın bu sayfadaki haberi "OSB'lerde rant ve FETÖ tırpanı"
müjdeliyor. Amaç, üretim üsleri olarak tasarlanan OSB'leri rant
mafyası elinden kurtarıp yeniden sanayiciyle buluşturmak...
Benzer kanserli yapı, sayıları 60'ı bulan ve büyük umutlarla
kurduğumuz teknokentlerde yaşanıyor. Teknoloji üretsin diye
kurduğumuz mekânlar şimdilerde emlak ofisi gibi çalışıyor.
Peki, üretim?