Duyar gibiyim, "girmedik ki çıkalım" diyeniniz olacak.
İngiltere'nin Brexit'i gerçekleşti, Fransa, Frexit'i, Yunanistan
GRexit'i konuşuyor, Exitalia yolda... Türkiye? Üye değil ki çıkmayı
tartışsın...
Evet, yarım asırdan fazla kapısında bekletildiğimiz Avrupa'nın ne
siyasi birliğine ne para birliğine üye değiliz fakat 21 yıldır
Gümrük Birliği üyesiyiz. Şimdi, bu üyeliğimiz tartışma konusu ve
Gümrük Birliği'nin geleceğini konuşuyoruz.
Görünen, yaşlanan ve yavaşlayan Avrupa'da "yükselme devrinin" sona
erdiği, hatta 2009'daki Küresel Krizin ardından "duraklama
devrinin" başladığı, son olarak, İngiltere'nin Brexit'iyle
"gerileme dönemi" sürecine girildiğidir.
Almanya ile başlayan, Hollanda ile tırmanan Avrupa ile yaşanan
kriz, Gümrük Birliği güncellemesi sürecini de etkileyecek gibi
görünüyor. Çoktandır bu anlaşmayı sorguluyorduk, bu defa AB
Komisyonu, anlaşmanın modernize edilmesi teklifiyle geldi.
Peki, neyi kapsıyor bu modernite?
Gümrük Birliği 2,0 diyebileceğimiz yeni sürümünde neler var?
Görünüşe göre Türkiye'nin lehine olacak ama ben bu kanaatte
değilim. AB'nin kötü sicili yüzünden emin olamıyorum.
140 milyar euro büyüklüğünde işlem hacmiyle AB'nin 5'inci büyük
ticaret ortağıyız.
Ancak temel sorun, AB'nin Türkiye ile ilgili hayırlı rüya
görmemesidir.
Bırakın hayırlı rüya görmeyi, "diplomasi, hukuk ve nezaket dışı"
eylemleriyle Haçlı Seferi zihniyetini hortlatmıştır.