Darbeci haydutların ülkeyi işgal girişimini defettik ancak
FETÖ'nün yurtdışında Türkiye markasına yönelik algı kirletme
kampanyaları doludizgin devam ediyor. Son olarak Tayvan'da üslenen
TUSKON, ekonomide kriz algısı oluşturmak istiyor.
Bu saldırılara cevabımız, yurtdışı temasları ve tanıtım
toplantıları düzenlemek oldu. 20'den fazla ülkeye gidip oralarda
gerçeği anlatmak ve Türkiye aleyhine FETÖ militanlarının
yalanlarını etkisiz hale getirmek gayretindeyiz.
İyi bir fikir, uygulamada yeterince iyi olmazsanız, işe yaramıyor
veya etkisi az oluyor.
Yurtdışı kamu diplomasisi turlarında temel sıkıntı, "Türk'ün Türk'e
propagandası" olması...
Birincil sorun; ön hazırlık yapılmaması...
Aktarılacak bilgi o toplumun zihin haritasına göre dönüştürülmüyor.
İkna edici olabilmek için nasıl bir içerikle sunum yapılacağı
düşünülmüyor.
İkinci konu; lobicilik eksiğimiz... Tanıtım, lobi faaliyetiyle at
başı yürümek zorunda...
FETÖ'nün adamları çeyrek asırdır bunu yapmış ve o ülkenin kanaat
önderlerini bire bir etkilemişler. Biz ise bu işe yeni başladık ve
kısa sürede sonuç alamayız.
Üçüncü sorun; hedef kitle... Bakanların veya diğer temas
gruplarının toplantılarına genelde oradaki gurbetçilerimiz
geliyor.
Sunumlar Türkçe, soru cevaplar önceden çalışılmamış.
Misal mi? Bakan Zeybekci'nin Danimarka gezisinde, ihracatçı birlik
başkanlarıyla özel uçakla günübirlik Kopenhag'a gidildi. 15 Temmuz,
Türkçe sunumla Türklere anlatıldı, ardından Türk restoranında
Törkiş kebap yenildi ve geri dönüldü.
Dördüncü sorun; FETÖ militanlarının bu temasları sabote girişimine
karşı, önceden hazırlık olmayışıdır. FETÖ'nün oradaki
militanlarının muhtemel yıkıcı sorularına karşı "soru-cevap"
çalışması bulunmuyor.