Neyi konuşursan onu büyütürsün.
Öğrenilmiş çaresizlik yöntemiyle eğer size sürekli eksikleriniz
gösterilir ve siz de sürekli onları "tamamlama telaşına"
kapılırsanız, artılarınız güme gidebilir.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan "bizi öyle çok zorladılar ki
sonunda uyuyan devi uyandırdılar" diyor. Doğrudur.
Bunu son zamanlarda yaşadıklarımız ispat ediyor zaten.
Roma sokaklarında Romalıların "ABD'nin karizmasını çizdiniz"
vurgusu bende farklı çağrışımları uyandırdı. Acaba bizler, bize
dayatılan "eksikler listesi" ile çaresizliği mi öğreniyoruz? Acaba
bizler, iyi ve güçlü yanlarımızı gözden uzak tutarak
potansiyellerimize erişmemeyi mi sağlıyoruz?
Örneklere buyurun: Türk Silahlı Kuvvetleri'nin geliştirdiği
kabiliyetleri, Afrin'de nihayet dünyanın gözüne sokabildik.
Kötü müttefik bizi sektör sahibi yaptı ve şimdi savunma sanayimiz,
göz kamaştırıcı yükselme trendinde...
Dünyadaki dizilerin üçte biri bize ait ve dizi ihracatında küresel
arenada ikinci sıradayız, yakında ABD'yi geçeceğimiz hesaplanıyor.
Şili'de dizimiz yayınlandığı ilk haftada 100 kız bebeğe "Elif" adı
konulmuş. 140 milyon Hintli bizi izliyor ve Afrika'dan Amerika'ya 6
kıtaya hayat tarzımızı benimsetiyoruz.
Coğrafyamızın bize sunduğu tehditlere öylesine kapıldık ki
avantajlarını göremiyor, fırsatları gelirken ve önünü keserek
yakalayamıyoruz. Dar gövdeyle gezegenin üçte birine, geniş gövdeyle
dünyanın her yerine uçabilen THY'miz var.