Çok başlılığı teke indiren, vesayeti kaldıran ve koalisyonları
dışlayıp sürdürülebilirliği sağlayıp Türkiye'yi yüksek büyüme
vitesine çıkaran Cumhurbaşkanlığı sisteminin bir faydası da
vasatlığı aşma yolunda taşıdığı dinamiklerdir. Eğer Türkiye ilk 10
ülke içine girecekse, bunu mevcut vasat ve sıradan süreçlerle
başaramaz.
Peki, sıra dışı olmak mı gerekir? Evet, üretimi baş tacı etmek,
sırtımızdaki kenelerden paçalarımızdaki prangalardan ve
safralarımızdan kurtulmak gerekir. Vasat ülke olmak nedir peki?
Olağanüstü başarılar yerine sıradanlıkla, vasatlıkla yetinmenin
adıdır.
Pi sayısını vasati 3 alırsan, uzaya çıkamazsın. Bilgi yerine kanaat
ile yetinirsen, vasat kalır, kıt kanaat geçinirsin. Vasat
öğretmenin vasat öğrencisi, vasat yöneticinin yanında işe başlayan
vasat çalışan... Bireyleri vasatlardan oluşan bir şirket için
vasatlık, bu yüzden kader olur.
Üretimin kenesi olarak üçüncü sıraya vasatlığı almamın sebebi, tam
da budur. Her toplumun %2'si, sıra dışı zekâlardan oluşur. Sorun,
bu %2'ye ne yaptığına dairdir. Eğer onu olağanüstü eğitir, sıra
dışılığını besler ve sıra dışı işler yapsın diye sıradanların
yöneticisi yaparsan, vasat gelir tuzağından çıkarsın.
Ya da vasati 50 çöp ile yetinir, küresel rekabette kırık çöpü
çeker, uygarlığı ıskalarsın. Vasat, ortalama demek... Hem de
ölümcül ortalama...