Şeref Oğuz Sabah Gazetesi

Yaylaya süt götürülür mü?

Eğer üretmezsen, götürülür. Ben de öyle yaptım ve her ağustosta taşındığım Buzpınar'a, Çaykara'dan şişe süt götürdüm. Bu, dostum rahmetli Ömer Lütfi Mete'nin "İtfaiye...

26 Ağustos 2017 | 114 okunma

Eğer üretmezsen, götürülür. Ben de öyle yaptım ve her ağustosta taşındığım Buzpınar'a, Çaykara'dan şişe süt götürdüm. Bu, dostum rahmetli Ömer Lütfi Mete'nin "İtfaiye Yanıyor" kitabındaki gibi garip ama gerçek...
Yangını söndüren itfaiyenin kendisi yanıyorsa, ortada daha derin sorun var demektir. Yayla çiçeğiyle otlayan ineğin süt ürettiği endemik zengini meralar dururken oraya ilçeden süt taşımak ta öyle...
Yayla turizmi, şimdilerde şöhret bulan yeni bir akım... Türkiye'nin farklı zenginlik alanları, giderek rağbet görüyor. Bu, şüphesiz iyi bir haber... Hem turizm hem de yerel ekonomiler için altın fırsat.
Sorun şu ki altın yumurtlayan tavuğu daha gıdaklamadan kesmek üzereyiz. Tatilim sürecinde Artvin Maçahel'inden Rize ve Trabzon ve Bayburt yaylalarına dek fazlaca dolaştım, gözlem yaptım.
Bu yıl fark ettiğim, meralardaki hayvan azlığı oldu. Tek tük büyükbaş ve nadiren koyun- keçi sürüsü... Sütün kilosu mu? O kadar az üretiliyor ki yaylada hayvan besleyenler, süte 7 lira, yağa 45 lira istiyor.
Yaylalar, hızla betonlaşırken geleneksel varoluş sebepleri değişiyor. Yaylacılık, şehir hayatından kaçıp dağlarda konut yapmaya dönüştü. Beton kamyonları dağın tepesine 3-5 katlı kent binaları diker oldu.
Kısaca, yaylaları değerli kılan, sadece irtifası, temiz havası değil, oradaki habitat ise biz bunu kaybeder olduk. Üstelik yayla turizminden böylesine fazla beklentimiz oluşmuş iken.
Çare? Betonlaşmayı durdurmalı, yapılan beton binaları ahşapla kaplatmalı, yaylada hayvan beslemeyi ve üretimi yeniden canlandıracak projeler desteklenmeli...
Aksi halde yaylalar, 2-3 haftalığına piknik alanı gibi kullanılan, üstelik bu sırada doğayı betonla, çevreyi poşetle kirlettiğimiz beldeler haline getirir, gelen turisti de büyük hayal kırıklığıyla geri çeviririz.
Abartıyor muyum? Böyle düşünenler, beton havuzlu site halini alan Uzungöl, geleni kazıklayıp asla hizmet vermeyen Ayder'den dönen aldatılmış turistlerin dilinden düşürmedikleri cümleyi duysun: "Bir daha gelmeyeceğiz, gelmek isteyeni de caydıracağız."
Oysa bu cennet vatanı "cinnet vatana" çevirenlere dur deyip, yaylalarda süt üretmeye başlarsak, yayla turizminden Türkiye çok fazla zenginlik kazanacaktır.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Şeffaf ve güçlü Devlet AŞ 19 Kasım 2018 | 4.688 Okunma Fakir ülke zengin ülke farkına dair 18 Kasım 2018 | 5.975 Okunma Türkiye’nin kadın gücü 16 Kasım 2018 | 4.240 Okunma 2023 için yap-kirala-devret modeli 15 Kasım 2018 | 4.772 Okunma Gençler 1 günü 34 saat hissediyor 14 Kasım 2018 | 5.293 Okunma