Antik dünyanın hâkimi Roma'nın çöküşü yüzyıllar almıştı. Fakat
bu güç kaybı sürecinde dünyayı kan gölüne çevirmişlerdi.
Bundan çeyrek asır önce dünya ekonomisinin 3'te 2'sini elinde
bulunduran Atlantik havzası bugün ancak yarısına fit... Çeyrek asır
sonra 3'te 2'lik güç, Pasifik havzasına geçecek.
NATO'su ile güvenliğini sağlayan Yeni Roma havzası, ABD
liderliğinde bu güç kaybına, "savaşsız razı olmayacak" gibi
görünüyor. Neticede rezerv parayı, silah üstünlüğü ve teknolojiyi
kaybetmesi söz konusu...
Kudüs, herhangi bir şehir değil. Bizim eski, Hıristiyanların mevcut
kıblesi olmak bir yana bütün dinler için mukaddes mekân. Sezai
Karakoç'un şairane ifadesiyle; "Ve Kudüs şehri. Gökte yapılıp yere
indirilen şehir."
Trump, Kudüs kararıyla inanç coğrafyalarının sinir uçlarını tahrik
etmeyi başardı. Finansal tsunamiyle doların ömrünü uzatma gayreti
yetmezmiş gibi onu iktidara taşıyan silah lobilerine iş alanı açmak
ve Yahudi sermayesinin, medyasının onayını almak...
Geçtiğimiz yüzyılda, 100 milyon insan, doğal olmayan sebeplerle
öldü, 2 dünya savaşı ardından öğrendik ki yeni savaşların cephesi
artık yeryüzünün her yeri... 2 okyanus ötesine filo gönderme dönemi
de geride kaldı.
Ancak 2 okyanus ötesinde çıkarılacak savaşlar sayesinde ABD'nin güç
kaybı ertelenebilir, silah baronları yeni tiranlar haline
gelebilir. Kudüs kararına Çin dâhil bütün devletlerin itirazının
ortak paydası şu: "Dünya savaşı istemiyoruz."
Fakat Trump'un tasarımcıları istiyor ve Kudüs yeni dünya savaşının
en kritik tahrik noktasıdır. Milyonların ölmesi mi? Hitler ve
Stalin bu kıyımlara ne kadar hassas olabildiler ise Trump ve
tasarımcıları da o kadar duyarlı olabilecekler.