Dün MHP'nin koalisyonu kilitleyen tutumuyla, yeni
seçimin detaylarını konuşmaya başladık. Sandık gecesinden bu
yana her hal ve şartta "ana muhalefet partisi" olma arzusunu dile
getiren MHP'nin bundan sonraki serencamı baraj altı mı baraj
üstü mü kalacağına dairdir.
Ancak hayat sürüyor ve yeni seçimin
sadece tarihi değil, kampanya dili de
tartışılıyor. Bu konuda en belirgin adım Ak Parti'den geldi.
Son seçimde reform paketleri ve past performans üzerinden
kampanya dili kuran Ak Parti bu defa, "yarını" ve somut
vaatleriseslendirecek.
CHP'nin son seçimde meydanlarda denediği vaat dili, bir yere
kadar karşılık bulmuş, en azından oy kaybını önlediği
gibi ekonomik vaatleri diğer partilerin
stratejilerini de etkilemişti. MHP, bu alanda seçim
beyannamesini geciktirmiş, CHP'nin vaatlerini adetaaçık
artırmaya çıkarmıştı.
HDP'nin "Türkiye partisi" söylemi yanı sıra ekonomide belirgin
vaadi olmadığı gibi seçmeninin de bunları ciddiye
almadığına tanık olmuştuk. Seçime giren diğer partilerinasgari
ücreti 5 bine, emekli ve çalışan
maaşlarını rekora taşıdığını gördük.
Ak Parti'nin seçim öncesi açıkladığı 25 dönüşüm
paketi ve 1.300 stratejik eylem planı, daha sonra 100
maddelik Yeni Türkiye Sözleşmesi'ne dönüşmüştü. Ancak
yeterinceanlatılmadığı ve reformlara fazlaca yer
verilirken somut ekonomik vaatlerin kısa tutulması, beklenen
performansı sağlayamamıştı.
Şimdi durum çok farklı... Gerek rakip partilerin meydanlarda
denediği söylemler gerekyarına dair elle tutulur,
anlaşılır, somut ekonomik kazanımlar ve biten çözüm
süreciyerine barışı işleyecek vaatler meydan
bulacak.