Başkanlık sisteminin temel özelliği, yeni ve farklı yapıların
tepe yönetimi şekillendirmesidir; hızlı, etkin karar süreçleri
tanımlamasıdır. Değer üretmeyen yapılar ayıklanırken, kendi iş
yapma kültürümüzle uzlaşma iddiasıdır.
Acaba diyorum, bizim iş kültürümüzde zaten var olan fakat
unutageldiğimiz yapıları da bu süreçte yeniden gündeme getirebilir
miyiz? Misal ahilik. Batılı kalıpların dayatması yüzünden
vazgeçtiğimiz örgütlenme biçimimiz...
Ahilik, esnafın dayanışması yanı sıra örgütlenme tarzını ve
zenginlik üretme yöntemlerini barındıran çok velut bir alan. Lonca
kavramı da öyle... Çalışma hayatında işçi işveren ilişkilerini
düzenlemekten sosyal katmanlar arasındaki geçişkenliği tanzim
etmekle kalmıyor, toplumsal barışı temin ediyordu.
Batı'dan ticaret ve borç yasaları tercüme edilip bize dayatılınca,
lonca kültürünü de terk ettik. Mücadelesini vermediğimiz, Batı'dan
çıkan yasa paketleri içinde hazır bulduğumuz "grev ve lokavt" gibi
enstrümanları becerip kullanamayınca bize binlerce kurbana mal olan
12 Mart'lar, 12 Eylül'ler üretmiştik.
İslami finans sistemleri, katılım bankacılığı, kâr ortaklıkları ve
benzeri yapılar da unuttuklarımız arasında idi. Şükür ki Batı
bunların önemini keşfedip zenginlik üretmeye başlayınca, biz de
hatırlamaya başladık.
Ahilik kültürü hatırlatması yerindedir ve devamı gelmelidir. 200
üniversitemizin neredeyse tamamında işletme, iktisat diye birimler
var. Ancak iş dünyasının kendi kültürümüzle örtüşecek "gizli
zenginliklerini" keşfetmek için gayretimiz eksik.
Batı'nın kendi toplumları için ürettiği kavramları bire bir almak
yerine, onların ilhamıyla kendi unuttuklarımızı hatırlamanın daha
yararlı olacağını savunuyorum. Hele ki başkanlık sistemiyle
devrimci adımlar atıyor iken...