Tıpkı Yenikapı Mitingi gibi, dünkü Erdoğan- Putin görüşmesi
ardından dünya, eskisi gibi olmayacak. Zira Batı'nın bizi
hapsetmeye çalıştığı cendere dışında başka bir dünyanın hem mümkün
hem de var olduğunu biliyoruz. An itibarıyla masada, düne göre çok
daha fazla seçenek var ve bunları biz var kıldık.
Daha yüksek düzeyli stratejik ortalık kararının ekonomik geri
dönüşü, diğer alanlardaki işbirliği konularından hızlı ve güçlü
olacak. Enerjiden gıdaya dek karşılıklı bağımlılık, doğal komşumuz
Rusya'nın bizim toplumdaki algısını olumluya dönüştürecek.
Dün Kadın ve Demokrasi Derneği KADEM'in 15 Temmuz darbe girişimi
konulu uluslararası basın toplantısında, yabancı basının Türkiye
temsilcilerine, Türkiye'de gerçekten neler olup bittiğini anlattık.
Başkan Sare Aydın Yılmaz, Alev Alatlı, Mahinur Özdemir, SETA'dan
İsmail Çağlar ve ben, Batı'nın ikircil tutumu ve Türkiye'nin
ekonomiden demokrasiye dek sağlam duruşunu aktardık.
Gelen sorular, aynı saatlerde St. Petersburg'da başlayacak
Erdoğan-Putin toplantısının küresel alandaki etkilerine dairdi.
Rusya, Türkiye için herhangi bir ülke değil, 100 milyar $'a varacak
ticaret hacmi, 20 milyar $'a meyleden müteahhitlik, 4 milyonu aşkın
Rus turist, nükleer projeler, Türk Akımı ve bana göre son derece
önemli olan vizesiz, ortak parayla ticaret…
Batı'nın bize "NATO üyeliğiniz tehlikeye girer" şantajı artık işe
yaramıyor. Askeri ittifaka varana dek yığınca basamak var ve
Türkiye, NATO içinde kalarak yapabileceği her şeyi yapmalı. Buna da
başladık zaten.