Artan jeopolitik riskler, savaş uçağıyla birlikte petrol geliri
de düşen Rusya ve terörün bileşkesinde sıkıntılı süreçten geçen
turizme getirilen teşvikleri bir süredir yazıp çiziyoruz.
Şimdiye dek aklımda kalanları sıralayayım:
Peki, hükümet turizm sektörüne sıkıntılı süreçte neler yapıyor,
kısa bir döküm verelim:
1-Turizm kredilerine erteleme ve taksit imkânı, 2- 400 bin ve üstü
yolcu getiren operatörlere 100 bin liralık hibe, 3- Tüm dünyadan
turist getiren charter uçuşlarına uçak başı 6 bin $ yakıt desteği,
4- Altı havaalanına bu desteği genişletme ve nisana kadar olan
süreyi eylüle uzatma, 5- Türkiye'nin turizmdeki dış algısını
yönetmek için dünya devi PR şirketleriyle anlaşma, 6-Yüzlerce blog
yazar, gazeteciyi ülkeye davet etmek, 6- İstihdam destek paketini
yeni illeri kapsayacak şekilde genişletmek...
Ve şimdi de zordaki turizmciye KDV desteği ile Eximbank
kredileriyle nefes aldırmak... Turizmin ihracat gibi görülmesiyle
gelen ilave teşvikler de cabası... Bunlar bir çırpıda aklıma
gelenler...
Özetle hükümet sektör için elinden geldiğince, varını yoğunu bu
alana teksif etmiş durumda. Bu aşamada sorum şu: Sektörün de bu
süreçte darboğazı aşmak için bir şeyler yapması gerekmiyor mu? Her
şeyi devletten beklemek yerine düştükleri yerden kalkmak için
gayret sarf etseler fena mı olur?
Duyar gibiyim, "zaten şunu, bunu yapıyoruz" diyorlardır.
Ancak ben turizmcinin bir tür konfor tuzağında olduğu, krizin
fırsata dönüşmesi için gereken enerjiyi sunmadığı kanaatindeyim.
Misal pazarın %25'i sadece Rusya ve Almanya'dan geliyorsa, bunu
çeşitlendirmek gerekmez miydi?