Ekonomi, uzun süredir saldırı altında...
Öncelikle FETÖ haydutlarının darbe girişimi, ardından ülke
itibarına yönelik algı operasyonları ve PKK terörü bileşkesindeki
saldırılar tam tersi netice verdi ve ekonomi yeniden tırmanma
şeridine oturdu.
Hatırlayın, Standard&Poor's not kırdı olmadı, Moody's ve Fitch
"negatif" damgası vurdu olmadı, içimizdeki kriz goygoycuları yazdı,
çizdi olmadı. Olan, bu darbelere karşı giderek güç kazanan
ekonominin canlanması oldu.
İHRACAT: Ülkeye döviz kazandırmada hayati öneme sahip 70 bin
ihracatçımız, uzun aradan sonra yeniden fiyakalı sonuçlar elde
etmeyi başardı ve %15'lik artışla son 49 ayın rekorunu kırdı.
RUSYA: Uçak krizi ardından diplomatik başarılarımız, bu önemli
komşumuzla ilişkilerimizi düzeltmeye başladı. Yalnızca ihracat
değil bu yıl 5 milyon turistin tatil adresini yeniden Türkiye
olarak sabitledi.
BORSA: Yılın ilk 3 haftasındaki yabancı girişi %1.5 artışla 560
milyon dolara erişti.
Beklenti, not düşürülmesinin yabancı için yakın gelecekte de
belirleyici olmayacağı yönünde...
YABANCI YATIRIM: Türkiye'ye yıllık bazda en yüksek yabancı yatırım
girişi 19 milyar $ ile 2007'de olmuştu ve üstelik o dönemde notumuz
yatırım yapılabilir değildi. Şimdi notçu haydutların çapraz ateşine
rağmen yabancı yatırımcıların, Türkiye'nin temel göstergelerine ve
taşıdığı potansiyeline yöneldiğini görüyoruz.
İNŞAAT SEKTÖRÜ: Hükümetin verdiği teşvikler, 20 yıl vadeli ve düşük
faizli çözümler inşaat sektörünü canlandırmakla kalmayıp ekonomik
büyümeyi ivmelendirmeye başladı. 1 günde 300 konut satılıyor olması
vatandaşın büyümeye omuz vereceğini gösteriyor.
KOBİ'LER: Hükümetin 250 milyar liralık kaynağıyla can suyuna
kavuşan KOBİ'lerin bu imkândan yararlanmak için KOSGEB'in kapısına
dayanması, yakın gelecekte piyasalarda küçük işletmelerden
kaynaklanan ilave büyümeyi müjdeliyor.