Dün, tarihte bir ilk yaşandı ve Robot 'Sophia' Suudi Arabistan
vatandaşı oldu. Basın toplantısı düzenlendi, ona sorular soruldu,
cevapladı. En ilginci; "insanlara zarar vermeyi düşünür müsünüz?"
idi. Sophia'nın cevabı; yeni bir dönemin kapılarını aralar
nitelikte; "bize zarar vermezseniz biz de size zarar vermeyiz."
Neden Suudi Arabistan? ABD'nin desteklediği "Ilımlı İslam"
projesinin ilanı haftasında neden bu ülkede ilk başı açık kadın
figürü? Bütün bunları önümüzdeki dönemde tartışacağız. Dün,
SETA'nın düzenlediği Sanayide Teknolojik Dönüşüm ve Türkiye
panelinde yarının dünyasına bugünden hazırlıkları tartıştık.
Bizde ilk robotu üreten Hakan Altınay'ı dinliyoruz; "1990'larda
sanayi robotumu geliştirdiğimde, dönemin bakanı teftişe geldi; 'bu
robotun ayakları nerede?' diye sordu. Ben de 'efendim 44 bin $ ile
ancak bu kadar yapabildim' deyince talimatla ek ödenek
sağlandı."
Endüstri 4.0 geyiklerinin moda olduğu günümüzde Hakan beyin öyküsü
çok derin; "Bizde Ar-Ge'nin sahibi yok, zamanında en ileri robot
bizimkiydi ve dünya lideri olmak için 5 milyon $ gerekiyordu.
Teknoloji geliştirebilsek dahi bunu sanayiye dönüştüremiyoruz."
Doğrudur; bu alanda birlikte çalışmayı öneren stratejiler yok.
Sadık Ünay; "küresel rekabette şampiyonlar ligi varsa Türkiye'nin
burada yer alması için stratejik sektörleri güçlendirerek etki
oluşturması gerekiyor" görüşünü paylaşıyor.
Kerem Alkin, dijitalleşme ile sıçrama yapabilmek için buna uygun
istihdam stratejileri kurma gereğinden söz ediyor; "Endüstri 4.0
için gayretler var fakat bu alandaki dağınıklık giderilmek
zorunda."
Neticede milli gelir içinde sanayiye %25, tarıma %10 ve inşaata %7
paylık idealden söz ediyorsak, teknolojik dönüşüm kadar insani
boyutu da