Şu üniversite- sanayi işbirliğini ben zeytinyağı ile su
ilişkisine benzetiyorum. Herkesin dilinde olan ama bir türlü
verimli yürümeyen ilişki... Bir araya getiriyorsunuz, işbirliği-
işbölümü üretmek yerine, kimin zeytinyağı olarak üste çıkacağı
çekişmesi ortaya çıkıyor.
Sorun, kimin zeytinyağı kimin su olacağı sorunsalına dönüşünce,
verim alınamıyor, zaman heba ediliyor, kaynaklar israf, umutlar
ziyan ediliyor.
Ancak lafla peynir gemisi yürümüyor, bu işbirliğine muhtaç
alanlarda ne yazık ki nal topluyoruz.
Peki, sorun nedir? Yunus Emre'nin tam da durumu ifade eden
mısralarını hatırlıyorum:
"Bir testiyi koyarsan bir pınarın başına / kırk yıl orada dursa
kendi dolası değil." Bizim sanayiciden bahsediyor sanki. Hani
inovasyon yapmaya mahkûm ama bilgiye ulaşmada sorunları olan
sanayiciden... Sibernetik biliminin kurucusu El Cezeri (Cizreli
İsmail) bundan 800 yıl önce şöyle diyordu:
"Hayata geçirilmemiş her bilgi, doğru ile yanlış arasında bir
yerdedir." Şu bizim YÖK'ü bilimde "YOK" mertebesine getiren
tutumunu hatırlayalım. A8 standardında (makam arabaları olan Audi
8'den söz ediyorum) donanımlarıyla padişah gibi yetkili ancak
onlara emanet edilen öğrenci ve bilim insanlarını disiplin altında
tutmaktan başka gayesi olmayanlar...
Yıllarca YÖK'ü türban ve sakal ile oyalayan zihin yapımıza rağmen
bilim üretenlerimiz şükür ki hâlâ var. Fakat onların ürettikleriyle
sanayicinin ihtiyaç duyduğu bilgiyi buluşturamazsanız ne olur?
Olan şu; elin oğlu kilosu 4 dolardan ürün ihraç ederken sen de
kilosu 1.5 dolara talim eder ihracatın efendisi değil, hamalı
olursun. El Cezeri'nin "doğru ile yanlış arasında" diye tanımladığı
akıl tutulması bu işte...
Meslek hayatımda 40 yılı devirdim.
Klişe konularımdan biri, üniversite ile sanayi işbirliği oldu. Bu
ne muazzam hicran imiş be kardeşim... 40 yıldır buluşturamadık bu
iki sevgiliyi...
Gerçi birbirlerini sevdiklerinden pek emin değilim artık. Zira
Latife'nin dediği gibi; "bende bu mecnunluk hevesi varken / Çölünü
de kendin yaparsın gönül." Üniversitenin koridorları, sanayicinin
kör noktasıdır ve onun için üretilen bilgi, YÖK'ün çöl ikliminde
kaybolup gitmektedir. Üstelik göz göre göre...