Önce şu prensipte anlaşalım:Sıradan işler yaparak sıra dışı
olamazsınız. Peki, sıra dışı olmak mı gerekir? Eğer 2023 gibi
hedeflerin varsa evet. Eğer bu hedefleri 3 tarafı denizler ve 4
tarafı sorunlarla çevrili bu coğrafyada gerçekleştirecek isen
binlerce kez evet.
15 Temmuz'da darbeci haydutları tepelemek, sıra dışıydı.
Yenikapı'da her görüşten insanı bir araya getirip bölücülere
birleşerek tepki vermek sıradışıydı. Geceler boyu meydanlarda
demokrasi nöbeti tutup sabah mesaiye gitmek, sıra dışıydı.
Peki ya vasat? Sıra dışı olmak adına sıradan işler yapanların
beyhude uğraşıdır, olağanüstü başarılar yerine sıradanlıkla,
vasatlıkla yetinenlerin egemenliğidir.
Pi sayısını vasati 3 alırsan, uzaya çıkamazsın. Bilgi yerine kanaat
ile yetinirsen, vasat kalır, kıt kanaat geçinirsin. Vasat
öğretmenin vasat öğrencisi, vasat yöneticinin yanında işe başlayan
vasat çalışan... Bireyleri vasatlardan oluşan bir şirket için
vasatlık, bu yüzden kader olur.
Her toplumun %2'si, sıra dışı zekâlardan oluşur. Sorun, bu %2'ye ne
yaptığına dairdir. Eğer onu olağanüstü eğitir, sıra dışılığını
besler ve sıra dışı işler yapsın diye sıradanların yöneticisi
yaparsan, vasat gelir tuzağından çıkarsın.
Ya da vasati 50 çöp ile yetinir, küresel rekabette kırık çöpü
çeker, uygarlığı ıskalarsın. Vasat ortalama demek... Hem de ölümcül
ortalama...
İnsan başını eksi 25 derecede soğut, ayağını artı 100 derecede
kaynat, göbeği ORTALAMA 37.5'tir ama ölüdür. Çok iyileri, iyileri
ayrıştırmadan, yeteneksiz ve kötülerle harmanlamak tam da budur.
Ortalamayı tutturmuş, vasatı sağlamış ama olağanüstü başarıyı
öldürmüşsündür.
Kem alât ile kemalât (sıradanlıkla mükemmellik) olmayacağına göre
ortalamanın üzerine çıkmak için her alandaki vasatlıklarımızla
yüzleşmemiz şart.