Vergi indirimi beklentisini ve faizlerdeki yükselişi arkasına alan dolar yükselmeye devam ediyor. Katalan krizi ve görece güvercin ECB’nin de desteği ile yüzde 1 den fazla yükselen DXY dolar endeksi 94 seviyesindeki direncini kırarak 94,8’e ulaştı. 10 yıllık ABD devlet tahvili faizleri ise yüzde 2.40 seviyesindeki psikolojik seviyeyi geçerek ayı piyasasına girdiğini onayladı.
Fed başkan bahislerinden bağımsız olarak yükselen doların 96 seviyesindeki direncini önümüzdeki günlerde denemesini bekliyoruz. Bu seviye geçilirse Fed başkan bahislerine bağlı olarak 98 seviyesine kadar bir yükseliş görülebilir. ABD devlet tahvilinde ise sene sonuna kadar ilk hedef 2,50 seviyesinin geçilmesi.
Küresel büyümenin hızlandığı bir konjonktürde doların güçlenmesini ve 10 yıllık devlet tahvillerinin yükselişini gelişmekte olan hisse senetleri için bir tehdit olarak görmüyoruz. Geçmiş veri doların güçlendiği bir ortamda yerel para birimlerinin ve tahvillerin değer kaybetmesine rağmen gelişmekte olan hisse senetlerinin Wall Street’in liderliğinde yükseldiğini gösteriyor.
Ekim ayında Wall Street’te yüzde 2,3 ve MSCI gelişmekte olan borsalarda yüzde 2,6 yükseliş küresel risk iştahında bir bozulma olmadığının en iyi göstergesi. Ancak endeksteki yükselişin Hindistan, Güney Kore, Tayvan, Çin gibi bir avuç Asya ülkesinin liderliğinde gerçekleşmesi rahatsızlık verici. Meksika, Brezilya, Rusya, Türkiye gibi gelişmekte olan borsalar Ekim ayında kan kaybetti.
Ekim ayında Türk lirasından, devlet iç borçlanma senetlerine, euro-tahvilden hisse senedine Türkiye varlıklarında görülen satışları ekonomik verilerle açıklamak mümkün değil. Büyüme, dış ticaret, bütçe gibi ekonomik veriler ve şirket karları piyasaları destekleyecek bir seyir izledi.
Ortadoğu’da yaşanan güç savaşı ve Batı ile yaşanan gerginlik nedeniyle Türkiye piyasaları Ekim ayında satıcılı bir seyir izledi. Türk lirasındaki değer kaybı ve hazine ihalelerine sınırlı talep gelmesi DİBS, euro-tahvil ve hisse senedinde en kötü performans gösteren beş piyasa içine girmemize neden oldu.