Türkiye piyasaları 2016 yılı darbe girişimi sonrası gördüğü en sert deprem dalgasıyla karşı karşıya. İyi haber, piyasalardaki deprem Türkiye değil ABD kaynaklı. Güçlü dolar ve yükselen ABD faizleri gelişmekte olan ülke varlıklarında ciddi kayıplara yol açtı. Kötü haber,dışsal şokla kırılgan bir konumda karşılaşan Türkiye varlıklarındaki hasar gelişmekte olan varlıklara göre çok daha yüksek. Türk lirasından, devlet tahviline, hisse senedinden özel sektör tahvillerine tüm varlık gruplarında dünyadan çok daha kötü performans gösteriyoruz. Türkiye varlıklarındaki satış dalgası ana yükseliş trendinin döndüğünü gösteren bir sinyal mi? Yoksa bir alış fırsatı mı? Bu sorunun cevabını aramadan önce küresel piyasalardaki satışları tetikleyen gelişmeleri anlamaya çalışalım. 2017 yılında dolar borçlanarak, gelişmekte olan ülke varlıklarına yatırım yapan yatırımcıların keyfine diyecek yoktu. Zayıf dolar, düşük enflasyon ve güçlü küresel büyümeyi arkasına alan gelişmekte olan ülke varlıklarının getirileri çok iyiydi. Ancak son dönemde işler değişti. Ücret artışları ve enfl asyonun yükselmesi yüzünden ABD tahvil faizlerinde ve dolarda başlayan yükseliş küresel risk iştahını bozdu. Son sekiz yılda küresel yatırımcıların varlık alımı veya yerel oyuncuların yüksek borçlanması nedeniyle açılan kısa dolar pozisyonlar büyük zarar yazmaya başladı. Zarar durdurmak için çıkışa yönelen yatırımcıların satışları kendi kendini besleyen bir döngüyü tetikleyerek dalga boyunun artmasına neden oldu. Cari dengenin bozukluğu ve kısa vadeli finansman ihtiyacının yüksekliği yüzünden Türkiye piyasalarında döviz talebindeki...