ABD ve Çin arasındaki ticaret savaşının değer zincirlerini kırarak küresel büyümeyi yavaşlatacağı endişesi arttıkça, küresel sermayenin çevre ülkelerden merkeze dönme eğilimi güçleniyor. Buna rağmen altın, yen, ABD tahvili gibi emin liman fiyatlamaları henüz risk iştahında önemli bir bozulma göstermiyor.
EPFR verilerine göre 13 - 20 Haziran haftasında hisse senedinden çıkış global fonlarda 8 milyar dolar, gelişmekte olan fonlarda 6 milyar dolar ile yıl içinde gördüğü en yüksek seviyelere ulaştı. Aynı dönemde ABD hisse fonlarına ise 5 milyar dolar giriş gerçekleşti.
Hisse senedi piyasalarında yaptığımız ilk hasar kontrol, dış ticaret savaşı fiyatlamasının merkezden ziyade çevre ülkelerde etkili olduğunu gösteriyor. Trump’ın sert açıklamalarına rağmen Wall Street teknoloji hisseleri önderliğinde yeni rekorlar kırıyor. Avrupa borsaları Haziran ayını yatay bir seyirle bitirme eğiliminde.
Gelişmekte olan piyasalarda ise satıcılı bir seyir hakim. Döviz kurlarında sert değer kayıpları ile başlayan gerileme hisse senetlerine ve tahvil piyasalarına da yayıldı. ABD ile dış ticaretin yavaşlamasına duyarlı Asya ve Latin Amerika ülkelerinde ay boyunca %5’e yaklaşan değer kayıpları görüldü.
Yüksek betalı Türkiye varlıkları dış ticaret savaşı ile doğrudan ilişkisi olmamasına rağmen küresel satış dalgasında en çok dayak yiyenler arasında olmayı başardı. ABD ve Çşin’e olan ihracatımızın sınırlı boyutta olmasına rağmen Türkiye kırılgan beşlinin daimi üyesi olma geleneğini sürdürdü.
Parlamenter sistemden başkanlık sistemine geçişi başlatacak 24 Haziran seçimleri öncesinde risk primlerinin artması Türkiye varlıklarının gelişmekte olan ülke emsallerine göre daha sert değer kaybetmesinde etkili oldu.