Kahvaltı sohbetinde bir araya geldiğimiz Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak’ın, enerji ve bağlı alanlara ilişkin değerlendirmelerini dün duyurmuştuk.
Albayrak, “az laf çok iş” üslubunu benimseyen siyasetçilerden. Az, öz konuşuyor. Sorumluluk alanındaki vizyonunu tarif ederken kullandığı şu ifadeler önemli:
“2023’ün Türkiye’sinde; enerji bağımlılığında, enerji çeşitliliğinde, enerji verimliliğinde, enerji alt yapısında tüm senaryolara hazırlıklı, maliyetini düşüren, rekabetini artıran, ekonomisini büyütmeye yönelik bir vizyona hizmet edecek bir enerji sektörü. Enerji eşittir ekonomi, enerji eşittir dış politika, enerji eşittir güvenlik-istihbarat, enerji eşittir bağımsızlık. Bütün bunları birleştirdiğimiz bir çerçevede sadece vida sıkan bir bakanlık değil, yeni, rekabetçi, bölgesinde etkin Türkiye’nin bu vizyonunun en önemli ayaklarından biri olarak bir enerji stratejisi hedefliyoruz.”
Albayrak’la uzun sohbetimizde, önümüzdeki referandum süreci, sonuçları ve genel olarak iç ve dış politikaya dair değerlendirmelerini de dinleme olanağımız oldu.
Bu konulara bakışının, Türkiye’nin de Türk halkının da artık ne olup bittiğinin tam anlamıyla farkında olduğu gerçeğine oturduğunu söyleyebilirim.
‘En tarihi seçim’
PKK’sıyla, FETÖ’süyle, DAEŞ’iyle ya da başka unsurlarla sahnede olan her türlü saldırının, artık “üç maymun” taktiğiyle karşılanmasının mümkün olmadığını, Türkiye ile batı ilişkilerinin tarihinin en kritik dönemeçlerinden birinde bulunduğunu vurguluyor.