Başbakan Ahmet Davutoğlu’-nun dün Ak Parti grup toplantısında yapacağı konuşma merakla bekleniyordu.
Zira, 29 Nisan günü Ak Parti MKYK toplantısında il ve ilçe başkanlarını atama yetkisinin genel başkandan alınarak kurula devredilmesi kararının ardından yapacağı ilk konuşmaydı.
Üstelik, söz konusu toplantıdan bir gün sonra sosyal medyaya düşen, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la arasında büyük bir kriz olduğu iddialarını içeren dosya, siyasi gündemin en sıcak maddesi haline gelmişti.
Toplantı salonuna ilerlerken Başbakan’ın yüzü gülüyordu, ancak bu konuşmasının bütünü için geçerli değildi.
Kestirmeden söylemek gerekirse, Davutoğlu, dünkü konuşmasında ne siyaseten veda etti ne de meydan okudu.
Özetle bir kayıt düştü.
Ak Partili olmak
Konuşmasını, kişisel hikâyesi yerine, “Ak Partili” olmanın
anlamı üzerine inşa etti.
Bu kaydı düşerken, Ak Parti davası, Ak Parti’nin kuruluşundan bu
yana verdiği mücadele ve Ak Partililiğin üzerinde yükselmesi
gereken değerleri anlattı.
Ankara’yı izleyenler bilir.
Başbakan Davutoğlu’nun grup toplantıları dahil konuşmalarının altyapısı çekirdek bir ekip tarafından hazırlanır.
Ancak konuşma metinlerine son şekli bizzat Başbakan tarafından
verilir.
Öğreniyoruz ki dün yaptığı konuşmanın çok büyük bir bölümünü bizzat
Başbakan kendisi hazırladı.
Ve konuşma metninin dışına, doğaçlama birkaç cümle dışında,
neredeyse hiç çıkmadı.
Sadece grup toplantısı konuşmaları kategorisinde değil, Başbakanlık
koltuğuna oturduğundan bu yana Davutoğlu’nun yaptığı en kısa
konuşmalardan birine tanık olduk.
Başbakan, terörle mücadele, muhalefetin izlediği politikalar ve
genel çerçevede dış politika konularına değinmekle birlikte aslında
bütün bu başlıkları yine Ak Parti davası ve parti üzerine oynanan
oyunlar bağlamında ele almayı tercih etti.