Resmi olarak Cumhur-başkanı’nın görevlen-dirmesiyle başlayacak
olan hükümet kurma çalışmaları, partiler arası temas trafiği ve
medya aracılığıyla verilen mesajlar üzerinden fiilen
yürütülüyor.
Dün itibarıyla ortaya çıkan manzara, seçim gecesi yapılan beyin
jimnastiğinde hesaba katılmayan bir faktörü ortaya çıkarmış
değil.
Geride bıraktığımız 10 günün sürpriz adımı Cumhurbaşkanı Tayyip
Erdoğan’ın Deniz Baykal davetiyle geldi. Erdoğan’ın, görevlendirme
yapmadan önce dört partinin lideriyle görüşme planının gerçekleşme
ihtimali ise Başbakan Ahmet Davutoğlu dışındaki muhataplarının
yaklaşımı nedeniyle zayıfladı.
Tıpkı, CHP-MHP-HDP kombinasyonlu bir koalisyon hükümeti kurulması
ihtimali gibi.
MHP’nin tutumu, bu formülün önündeki en büyük engel.
Ortada üç seçenek var. Ak Parti’nin MHP ya da CHP ile koalisyon
kurabilmesi ya da erken seçim.
Erken seçime üç gün öncesinden daha yakın bir Ankara tablosu
oluştuğu belirtilse de Başbakan Davutoğlu’nun MHP ya da CHP ile bir
koalisyonu zorlayacağı anlaşılıyor.
Davutoğlu, yaptığı değerlendirmelerde, hükümet kurma sorumluluğunun
omuzlarında olduğunu vurguluyor.
Eğer böyle bir koalisyon kurulabilecekse, önümüzdeki dönemde
omuzlarında en büyük yükü taşıyacak olan kişi gerçekten Davutoğlu
olacaktır.
Başbakan’ın omuzundaki üç ağır küfeyi taşıması, bunu yaparken
yükünün altında ezilmemesi gerekiyor.