Çok yoğun bir süreci atlatan Başbakan Ahmet Davutoğlu
dinleniyor.
Ailesiyle birlikte muhtemelen hafta başına kadar biraz yorgunluk
atacak.
Hükümeti kurmakla görevlendiril-mesine kadar geçecek süre içinde de
dış basını da önceleyerek daha çok mülakatlarla mesajlarını
verecek.
Ankara saldırısı başta olmak üzere Türkiye’yi dünyanın gündeminde
terör-şiddet ve kutuplaşma başlıklarıyla tutan gelişmeler söz
konusu uzunca bir süredir.
İçeriden dışarıya yansıyan bu tablo, Batı kamuoyu nezdinde Türkiye
ve Ak Parti algısında kemikleşmeye yol açıyor.
Davutoğlu’nun önümüzdeki dönemde bu algının izole edilmesi yolunda
adımlar atacağını öğrendik.
Kuşkusuz bu kadar zorlu bir süreçten geçerken, Türkiye’nin yüzde 85
gibi bir katılım oranıyla gerçekleştirdiği 1 Kasım seçimi, dört
partiyi parlamentoya taşıyan seçmen iradesi ve hatalarından ders
almış bir iktidar vaadi, dışarıya seslenirken sağlam bir zemin
oluşturuyor.
Başbakan’ın da bu zemini değerlendireceği anlaşılıyor.
Dört başlıkta sürprizler gelebilir
Davutoğlu başkanlığında sıcağı sıcağına gerçekleştirilen strateji
toplantısında neyin, ne zaman yapılacağı konuşuldu.
Başbakan, 1 Kasım vaatlerinin takvimlendirilmesi üzerinde çalışma
talimatı verdi. Şimdi öncelik sıralaması yapılıyor.
Yasa gerektirenler, kararname gerektirenler için yol haritası
çiziliyor.
Ak Parti vaatlerinin arkasında. Özellikle çalışanlara, emeklilere
ve gençlere dönük ekonomik vaatler firesiz gerçekleştirilecek.
Bunlar seçim beyannamesindeki somut başlıklar.
1 Kasım sonrasındaki Ak Parti iktidarı ve siyaseten topluma
vereceği mesajlar açısından bu başlıklardan çok daha önemli olanlar
var.
Beyannamede lafzi olarak yer alan, ancak içinin doldurulması
gereken dört ana konu demokratikleşme, şeffaflık, etkin yönetim ve
kamuoyunun Ak Parti ve siyaset tarzına ilişkin algısı.