Cumhur- başkanı Tayyip Erdoğan’ın, Suudi Arabistan, Kuveyt ve
Katar’ı kapsayan, Katar krizine çözüm bulmak amacıyla çıktığı
Körfez turundan sonra vereceği mesajlar merakla
bekleniyordu.
Türkiye’ye dönüşünde basın toplantısı yaparak geziyi ve temaslarını
anlattı.
Hemen ardından dün Ak Parti grubunda konuştu.
TBMM’nin bu hafta tatile girmesi beklendiği için, bu konuşma da
yasama yılının son grup konuşması olma özelliği taşıyordu.
Meclis hareketli, Erdoğan’ın mesajları ise sertti.
Grup toplantısının alışılmış sınırlarını hayli aşan konuşmada,
Erdoğan’ın verdiği mesajlar, Türkiye’nin kritik olaylarla ilgili
yakın dönem projeksiyonunu anlamak için büyük önem taşıyor.
İçeriye ve dışarıya yönelik 9 başlıkta toplanabilecek mesajlar
şöyle:
1- İsrail’in Mescid-i Aksa uygulamalarını sert biçimde eleştiren
Erdoğan, “Tüm vatandaşlarıma ve dünyadaki tüm Müslümanlara bir
çağrıda bulunmak istiyorum. İmkânı olan herkes, bulduğu her
fırsatta Peygamber Efendimizin tavsiyesine uyarak lütfen Kudüs’ü,
Mescid-i Aksa’yı ziyaret etsin. Gidemeyenler de oradaki
kardeşlerimize kandil yağı olması babından yardım göndersinler”
diyerek, İsrail’e açık mesaj verdi ve Müslüman dünyasına çağrı
yaptı.
2- Erdoğan, buna karşılık, Musevi Türk vatandaşları ile Türkiye’de
yaşayan Yahudileri üzen sinagog protestoları için de, “Burada
sinagoglara, havralara giden Musevilerin, Yahudilerin de terörist
muamelesi görmesini kabul edemeyiz” uyarısında bulundu, bunun
İsrail’le aynı konuma düşmek olacağının altını çizdi. Bu uyarı da
toplumsal barış açısından önem taşıyordu.
3- Erdoğan, son olarak Büyükada’da bir Alman vatandaşının
tutuklanması üzerine Türkiye’ye sert tepki gösteren ve
şirketlerine, “Yatırım yapacaklara güvence veremeyiz” diyerek
ekonomi kartını oynayan Almanya’ya aynı sertlikte yanıt verdi.
Erdoğan, “Alenen ülkemizde toplumsal kaos çıkarmaya yönelik
casusluk faaliyeti yürüten vatandaşlarını suçüstü yakaladığımızda
işi diplomatik krize dönüştüren de kendileri. Sizdeki hukuk da
bizdeki guguk mu? Ne diyorlar; ‘Bak artık yatırım yapmayız ha...
Alman firmaları, şu ülkenin firmaları çekilir’. Bu gidiş hayra
alamet değil” sözleriyle, Türkiye’nin Büyükada dahil, iddialarından
geri adım atmayacağını gösterdi.
4- Erdoğan, Alman hükümetine tepkiyi gösterirken, şirketleri
tartışmalardan ayrı tutmaya özen gösterdi. “Bir marka gidiyorsa bir
başka alternatif marka geliyor” sözleriyle Türkiye’nin ambargo
korkusunun olmadığını vurguladı. Alman şirketlere ise, “Yaşanan
iletişim sorunları ortadan kaldırılmıştır. Yine de Alman
politikacıların bu meseleyi tırmandırma eğiliminde oldukları
anlaşılıyor. Buna karşılık bu ülkenin firmalarının
politikacılarından daha akıllı, daha vizyon sahibi, daha ferasetli
olduğunu görüyoruz” diyerek yeşil ışık yaktı. Erdoğan, “Bizde OHAL
terör örgütlerine yöneliktir, şirketlere yönelik değil” diyerek
yatırım çağrısını sürdürdü.
5- ABD’ye açık tepki: Erdoğan’ın bir diğer önemli mesajı ABD’ye
yönelikti. İlginçtir, Erdoğan, ABD’ye yönelik mesajlarını Almanya
ile son dönemde yaşanan krize atıf yaparak verdi. “Şu ifadeye bak,
‘YPG terör örgütü, onun için YPG’yi kullanmayın, SDG’yi kullanın
yani Suriye Demokratik Güçleri...’ Farklı kesimler üzerindeki
arayışlarının hepsinin farkındayız. Vakti saati geldiğinde
ajanlarının tepesine binmeye devam edeceğimizi tekrar ifade
ediyorum” ifadeleriyle ABD’yi uyardı.
6- Erdoğan’ın sürpriz açıklamalarından biri S-400 ile ilgili
imzaların atılmış olmasıydı. ABD ve NATO’dan, Rusya’dan S-400
füzelerinin alınması konusunda gelen tepkilere de, “Rusya
Federasyonu ile gerekli adımları attık, imzalar atıldı. İnşallah
S-400’leri ülkemizde göreceğiz. Bunların ortak üretimiyle de süreci
işleteceğiz” yanıtını verdi.
7- Erdoğan, Suriyelilere yönelik iddiaları yanıtladı ve uyarıda
bulundu. “Suriyelilere karşı milletimizi tahrik etmek isteyenler en
az PKK’lılar, en az FETÖ’cüler kadar büyük bir ihanete aracılık
ettiklerini bilmelidirler” dedi, provokasyonların arkasında hangi
güçlerin olduğunu az çok tahmin ettiklerini belirtti.