Berlin
Şansölye Yardımcısı Sigmar Gabriel ve kabine üyeleriyle görüşmek
üzere Almanya’da önemli bir ziyarette bulunan CHP Genel Başkanı
Kemal Kılıçdaroğlu ile Berlin’de bir grup gazeteci sohbet imkanı
bulduk. Yola çıkarken, TOBB’daki ifadesiyle büyük tartışma yaratan
Kılıçdaroğlu, kendisine açılan soruşturma ve Cumhurbaşkanı Recep
Tayyip Erdoğan’dan gelen eleştirilere “Türkiye’yi bir kişinin iki
dudağı arasına asla teslim etmeyeceğiz, onların geleneğinde kan
dökme vardır. Gezi olaylarından sonra ‘Yüzde 50’yi evlerinde zor
tutuyorum’ diyordu, yani bırakırsam onların tamamını katledecekler
diyordu. Diktatörlük tanımı yapmış, kendisini anlattığı için
teşekkür ediyorum” yanıtını verdi.
Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları şöyle:
- KENDİSİNİ ANLATTIĞI İÇİN TEŞEKKÜR: (Erdoğan’ın eleştirilerine
ilişkin olarak) Bir demokrasi mücadelesi veriyoruz, demokrasi
mücadelesinin bedel ödenmeden başarı kazandığı hiçbir ülke yoktur,
Türkiye’yi bir kişinin iki dudağı arasına asla teslim etmeyeceğiz,
onların geleneğinde kan dökme vardır. Gezi olaylarından sonra
‘Yüzde 50’yi evlerinde zor tutuyorum’ diyordu, yani bırakırsam
onların tamamını katledecekler diyordu. Bunu anlatmak istiyordum
asıl. Diktatörlük tanımı yapmış aynı tanıma aynen katılıyorum. Ve
Erdoğan’a teşekkür ediyorum. Kendisini anlattığı için.
- ERDOĞAN’IN SAVCILARI BİZİ KORKUTMAZ: (Kendisi hakkında başlatılan
soruşturmaya ilişkin olarak) Erdoğan’ın savcıları bizi korkutmaz ve
yıldıramaz. Teröre yardım yataklık yaptılar diye dilekçe verdik
cesaret edip soruşturma açamadılar, bunlar cumhuriyetin savcısı
değil, Recep Tayyip Erdoğan’ın savcısı bunlar bizi korkutmazlar.
Savcıların görevi birilerine uşaklık yapmak değildir. Biraz daha
ağır konuşayım, savcıların görevi benim gibi demokrasi ve
cumhuriyeti savunmaktır.
- BUNU YAPABİLİRİZ Mİ DEMEK İSTİYORLAR: (‘Böyle bir başkanlık
sistemini kan dökmeden bu ülkede gerçekleştiremezsiniz’ sözleriyle
başlayan tartışmaya ilişkin olarak) Gayet açık ifadem. Türkiye’de
demokrasi mücadelesi kolay verilmemiştir. Acı, gözyaşı, idamlar
vardır. Eğer Türkiye Cumhuriyeti’nin demokraside kat ettiği
mesafeyi, bir kişinin iki dudağı arasına hapsetmeye kalkarsanız,
bir kişi milletvekili listelerini yaparsa, yargıya talimat verirse,
Türkiye’nin kaderiyle oynarsa, bu kolay olmaz, kan dökülmeden bunu
yapamazsınız, kan dökülmeden bu iş olmaz. Söylediğim bu. Bu
istismar ediliyorsa, yani ‘Biz bunu yapabiliriz’ mi demek
istiyorlar. Buyursunlar yapsınlar bakalım. Nasıl yapıyorlar? Bu
kadar açık, net!