Ankara dün olağanüstü günlerinden birini yaşadı.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) başta olmak üzere 14
sivil toplum kuruluşunun öncülük ettiği, kısa bir sürede 200’ü aşan
örgütün katıldığı toplumsal bir çıkışa tanık olduk.
Açılan derin bir yaraya tepki gösterirken başka yaralar açmamak
esas olmalı.
Her gün şehit cenazelerinin ardından ağladığımız, gencecik
insanların toprağa düştüğü, sokakların karıştığı bir ortamın açtığı
yaraya merhem olabilmek için Ankara’da toplanan on binler Teröre
Hayır, Kardeşliğe Evet adı verilen büyük bir yürüyüşte buluştu.
Yürüyüşü görünmeyen bir elin organize ettiği ve “Kardeşliğe evet”
sloganı konusunda HDP cenahından gösterilen tepki not edilmekle
birlikte dünkü buluşmayı gölgelemediğini gördük.
Başkentteki yürüyüşün önemli özelliği, teröre karşı ilk kez bu
ölçekte sivil bir ortak tepki gösterilmesiydi.
Organizasyonu gerçekleştiren 14 büyük demokratik kitle örgütünün
yürüyüşte Türk bayrağı dışında başkaca sembol taşınmaması ve
belirlenen az sayıdaki slogan dışında slogan atılmaması kararı
amaca uygundu.
Bu özen sayesindedir ki bir ucu Sıhhiye’de bir ucu eski Meclis’te
olan dev kortejde taşkınlık ve istismar girişimi olmadı. Sivil
toplum kuruluşlarından olması ve siyasetten arındırılmış bir
katılımın gerçekleşmesi yürüyüşün demokratik olgunluk içinde
geçmesini sağlayan temel faktördü.
Sivil toplumun terör sorununa ortak şekilde el atması bundan
sonraki süreç bakımından da önem taşıyor.