Suriye konusunda sıcak gelişmeleri işaret eden haberler var.
Hafta sonu Antalya’da gerçekleştirilecek G20 Zirvesi’ndeki ikili
görüşmelerin de bir numaralı gündem maddesi Suriye olacak.
ABD ve Türkiye’nin IŞİD’e karşı, “farklı” bir askeri faza geçme
planını önce Dışişleri Bakanı Feridun Sinirlioğlu’nun
açıklamalarından duyduk.
Anlıyoruz ki Ankara’nın Kuzey Suriye sarmalındaki bir numaralı
kırmızı çizgisi olan, genelde Fırat’ın batısı, özelde Cerablus
bölgesindeki IŞİD varlığına dönük ortak bir operasyon başlatılması
planlanıyor.
Burada, sonuçları itibarıyla en kritik nokta, operasyonun hava ile
sınırlı kalıp kalmayacağı meselesi.
Kara harekâtının maliyeti
Kulislere sızan bilgiler, Türkiye’nin sonuç almak için kara
operasyonunun zorunlu olduğunu muhataplarıyla bir kez daha
konuştuğu, ancak bu konuda tek başına bir yükümlülük altına
girmekten özenle kaçındığı yönünde.
Aslında Ankara, Kuzey Suriye problematiğinin belirmeye başladığı
günden bu yana sadece hava harekâtlarıyla hedeflenen sonucun
alınamayacağını en üst düzeyde ve kararlılıkla dillendiriyor.
Ancak Suriye’yi havadan vurmak başka, bu batağa karadan Türk
askerleriyle girmek başka.
Siyasi maliyeti askeri maliyetinden bin kat fazla bir opsiyondan
söz ediyoruz.
Nitekim, Başbakan Ahmet Davutoğlu da son 48 saatte yaptığı
açıklamalarda, hava ve kara operasyonu olmak üzere bütünleşmiş bir
stratejiye ihtiyaç olduğunu, ancak Türkiye’nin bu yükü tek başına
üstlenemeyeceğini vurguluyor