Avrupa Birliği Bakanı Ömer Çelik, gazete ve televizyonların temsilcilerine, Hollanda ile yaşanan kriz ve AB’nin tutumu konusunda çok kritik açıklamalar yaptı. Çelik’in açıklamalarını şöyle özetleyebilirim:
- AİHS’NİN İHLALİ: Yaptığımız girişimler Avrupa’da sistematik engelleme ile karşı karşıya. En son Hollanda’daki olaylar, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) bir AB ülkesince ihlalidir. Biz Türkiye olarak OHAL ilan ederken bile AİHS’yi askıya almadık. Ama AB’nin bir kurucu ülkesi, şiddet kullanmak yoluyla hakları ihlal etmiştir. Bu bir siyaset krizi, hukuk krizi olduğu kadar, AB ve Hollanda açısından aynı zamanda bir değerler krizidir. Avrupa’da izin verilenlere bakıldığında, bizim yaptığımız mitingler en barışçıl, en demokratik olanlar.
- NEO FAŞİST UYGULAMALAR: Çok rahatsız olduğum bir açıklama türü var. Tarafları itidale davet etmek... Demokratik hak kullanmak isteyenle, neo-faşist uygulamaları benimseyen taraf var. Bu açık uygulama tüm değerleri ihlal etmiştir. AB ile tam üyelik müzakereleri yürüten, Avrupa Konseyi üyesi, NATO üyesi ve OECD üyesi olarak açık bir şekilde bütün ülkeleri, AİHS’yi tehdit eden bu uygulamalara karşı, bu söylemlere karşı göreve davet ediyoruz. “Tansiyonu düşürün demek” yetmez, bunun nereden kaynaklandığını bulup AB yetkilileri gereğini yapmalılar. Böyle bir konuda tarafsız kalınamaz, “itidale davet ediyoruz” diye bir yaklaşımla yetinilemez. Aşırı sağla mücadele için aşırı sağ söylemi kullanırsanız, sonuç olarak aşırı sağ yükselir. Hollanda’da aşırı sağı engellemek için kullanılan bu yöntemler onu güçlendiriyor. Seçim sonucunu görmeye gerek yok, aşırı sağ Hollanda’da siyasal olarak iktidara gelmiştir.