Adana Aladağ’da, biri 4 yaşında 11 çocuk ve bir eğitmenin can verdiği yurt yangını, bütün Türkiye’yi yasa boğdu.
Önceki akşam, yangın haberini aldığımız andan itibaren umutlu bir haber bekliyorduk ancak diğer yandan bu tip haberlerin ardından daha kötüsünün geleceği de aklımızdaydı.
Yaşamını yitiren çocukların haberleri geldikçe, yangınla ilgili iddialar da hemen gündeme yansımaya başladı.
Aladağ’daki tek devlet yurdunun yenisi yapılmadan yıkıldığı ve çocukların cemaat yurdunda kalmaya mecbur bırakıldığı, yangın merdiveninin kapısının kilitli olması nedeniyle kaçmak isteyen çocukların burada yaşamlarını yitirdiği, yurdun uzun süredir denetlenmediği, denetim yapılmışsa da yetersiz olduğu bölgedeki kaynaklardan, sosyal medyadan kamuoyuna yansıyan ilk iddialar oldu.
Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Salman Kaya, olayın hemen ardından yola çıktı ve gece 03.30 sıralarında, sıcağı sıcağına ilk bilgileri aldı.
Kaynak ve diğer bakanlar dün gün boyu, savcılık, valilik, emniyet ve itfaiyeden bilgi aldı, yaralı öğrencilerle görüştü, çocuklarını kaybeden aileleri teselli etti.
Dün akşam saatlerinde yoğun programı arasında Kaynak’la konuşma imkanı buldum.
Oldukça duygusal ve üzgündü.
İlk ifadeleri, “En küçük bir ihmali olan bile hesabını verecek. Düşünün, yurt müdürünün 4 yaşındaki evladı vefat etti ama kendisi şu anda gözaltında. Kimseye müsamaha göstermeyeceğiz. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımız ve valilik, ailelere maddi yardımda bulundu. Başbakan Yardımcılığı uhdesinde de gerekli yardımlar yapılacak. Çok üzgünüm, ilkokula giden çocuğum geldi aklıma olayı duyduğum an. Kendi evladımı düşündüm, aklıma o geldi” oldu.
Kaynak’a, neden Aladağ’da devlet yurdu olmadığını sordum.
“Hepsini devlet denetliyor”