16 Nisan referandumundan sonra yüzde 49’luk “hayır” blokunu
konsolide etmeyi amaçlayan Kılıçdaroğlu’nun eylem ve söylemleri
yakından izleniyor. FETÖ’nün son 3 yıldaki söylemleri ile CHP’nin
söylemleri karşılaştırılıyor, örtüşmeler inceleniyor...
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, 16 Nisan referandumundan sonra
yeniden genel başkanı olduğu AK Parti’ye yönelik en yapısal
özeleştirisi, partide bir metal yorgunluğu olduğu yönündeydi.
AK Parti, Erdoğan’ın partiye döndüğü andan itibaren değişim stratejisi üzerinde çalışıyor.
Strateji, önce durum tespiti, sonrasında ise yakın ve uzak hedefler üzerine oturtuluyor.
Elbette bir de güncel siyasete ilişkin değerlendirmeleri ve atılacak adımları içeriyor.
AK Parti’nin stratejisini, güncel gelişmelere yönelik değerlendirmeleri, belirlenen yakın ve uzak hedefleri AK Parti kurmaylarıyla konuşma imkanı buldum.
Yorgunluk nedenleri
Erdoğan’ın, metal yorgunluğu tespitine yönelik partide yapılan değerlendirmeler güç merkezi ve sistem odaklı.
Sistemin değil siyasetin gücü ile 2002’den bu yana büyüyen partinin, sistemdeki arızalara karşı; seçime giderek, siyasetin gücünü konsolide ederek yol aldığı, bunun da bir yorgunluk oluşturduğu ifade ediliyor.
Bir ikinci değerlendirme, Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçilmesinden sonra lider karizmasının gücü bulunduğu yere çekmesi kuralı nedeniyle, partide eksen kaymasından dolayı bir yorgunluk oluşması.
Buna paralel olarak, sistemin yarattığı sorunların çözümü konusunda harcanan enerji ile insan kaynağı sorunundan doğan ve yargı başta olmak üzere çok tartışmalı alanlara harcanan enerjinin de ciddi bir yorgunluk yaratması.
Metal yorgunluğunun bir başka nedeni olarak da bürokrasi ve teşkilatlardaki “yetkiyi muhafaza etmek” direnci gösteriliyor.
AK Parti, bugüne kadarki sistemi, “Cumhuriyet bir yol, hükümet sistemi bir araç. Ancak araç ite kaka gidiyordu” diye tanımlıyor.
16 Nisan’da istenen sistem değişikliğinin yapıldığı, artık bahane kalmadığı görüşü hakim.
AK Parti’nin yakın ve uzak hedeflerine gelince...
Aldığım bilgileri şöyle aktarabilirim: