CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, önceki akşam Milliyet ve
Vatan gazetelerini konuk etti.
Adana meydanından henüz dönmüştü.
Son sürat seçim mitingleri nedeniyle tatile gitmiş gibi
bronzlaşmıştı yüzü. Ama sesi Başbakan Ahmet Davutoğlu’na göre daha
hasarsızdı.
CHP liderine; HDP’nin baraj sorunu, buna bağlı olarak çözüm
sürecinin geleceği, AK Parti’nin tek başına yeniden iktidarı ya da
koalisyon seçenekleri, yolsuzluk tartışmaları ve istifa polemiğine
ilişkin pek çok soru yönelttik.
Yanıtları Meriç Tafolar’ın haberinde okuyacaksınız.
Kılıçdaroğlu ile, CHP’nin Genel Başkanı olduğu günden bu yana
yapılan seçimlerin arefesinde pek çok kez sohbet ettik.
Günde en az iki kez miting yaptıkları, akşamları televizyon
programlarına çıktıkları, gazetelere her gün demeçler verdikleri
kampanya ortamı nedeniyle, siyasi parti liderlerinden, seçime 20
gün kala yeni bir polemik konusu ya da tartışma yaratacak yepyeni
bir açılım duymak zor.
Kaldı ki Kılıçdaroğlu kampanyasının temel parametresi bu kez
farklı.
Vatandaşın “daha iyi nasıl yaşayabilirim” sorusuna cevap veren bir
kampanya yürütüyor.
Bu nedenle, sohbetimiz boyunca, geride bıraktığımız seçimler
öncesindeki Kılıçdaroğlu ile karşılaştırarak dinlemeye çalıştım CHP
liderini.
Teşhisimi kestirmeden söyleyeyim:
“Galiptir bu yolda mağlup” deyişine uygun bir ruh hali
içindeydi.
Başörtüsü odağında debelenilen laik-antilaik tartışmasını, “ne
olacak bu CHP’nin hali” sorunsalını, “Türkiye’de muhalefet
eksikliği var, bunlar gelirse yönetemez” yaftasını sırtından atmış
gibi rahattı.
Biz, 21 Mayıs’ta açıklayacağı sürprizin ne olduğunu ısrarla
sorarken, CHP’yi bu kez vaatleriyle ve sürprizleriyle gündemde
tutmanın tadını çıkarıyordu.
“Sürpriz toto”da başarılı olamadık. Öğrenebildiğimiz sadece yeni,
bomba bir ekonomik vaadin yolda olduğuydu.