OHAL süresinin uzun ya da kısa olmasından ziyade, karşı karşıya olunan tehdidin bertaraf edilmesi gerektiğini vurgulayan Çelik, “Açık şekilde net bunun kökünün kazındığına kani oluncaya kadar gitmemiz lazım. OHAL mekanizması da bunun için gerekli bir mekanizmadır” dedi...
ATİNA
AB Bakanı Ömer Çelik’le, Türkiye-AB ilişkilerinin kritik bir
eşikten geçtiği dönemde, 15 Temmuz darbecilerinden de bir kısmının
sığınma başvurusunda bulunduğu Yunanistan’dayız. Çelik’le yoğun
resmi programlarının arasında Cumhuriyet gazetesine yapılan
operasyondan, başkanlık ve idam odaklı anayasa tartışmalarına,
Yunanistan’a kaçan darbecilerin akıbetinden AB ilişkilerine kadar
gündemdeki başlıkları konuşma imkanı bulduk. AB Bakanı Çelik’in
sorularımıza verdiği yanıtları şöyle aktarabilirim:
YUNANİSTAN’A KAÇAN DARBECİLER: Yunanistan siyasi çevreleri bu
adamları asker olarak görmüyor bunlar terörist adamlar. 7’sinin
başvurusu reddedildi, bir de birkaç güne kadar sonuçlanır, temyiz
aşaması var. Herhangi bir sorun olacağını sanmıyorum, biraz vakit
alacak.
AB’NİN SIĞINMACI DESTEĞİ: Türkiye’ye bütün dünyadan gelen para 520
milyon dolar civarında, bu da 25 milyar doların yanında hiçbir şey.
AB bu konuya normal bir yardım gibi bakıyor, bir acil durum
mekanizması oluşturamadı. 3 milyar euro taahhütleri vardı, ne oldu?
Diyorlar 2.4 milyar euro taahhüt ettik. sanki hepsi Türkiye’ye
gelmiş gibi algı yaratıyor ama sahaya yansıyan miktar 182 milyon
euro. Avrupa Birliği ve küresel sistem açısından büyük bir
ayıp.
AÇIN FASILLARI, KONUŞALIM: Türkiye-AB ilişkisinin ne olacağı artık
Türkiye’nin meselesi olmaktan çıktı, Avrupa’nın geleceği meselesi
haline geldi. Biz AB değerlerini niye paylaşıyoruz, hukuk devleti
ve demokraside daha ileriye gitmek için. Oysa siz Türkiye’yle
hiçbir konuda ilerleme peşinde değilsiniz, ama sürekli Avrupa’nın
değerlerini Türkiye’ye eleştiri konusu olarak kullanıyorsunuz.
Basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü diyorlar; biz de diyoruz ki
dosyaların içeriğini bilmeden konuşuyorsunuz biz çekinmiyoruz,
açalım 23 ve 24. fasılları somut bir şekilde bunları konuşalım. Ek
protokolden 8, Güney Kıbrıs blokajından da 5 fasıl halen kapalı.
İlerleme sağlanamasa da neden ısrar ediyoruz, çünkü biz bir Avrupa
ülkesiyiz, Avrupa’nın güvenliği ve geleceği bizi ilgilendiriyor.
Avrupalılar, AB projesini bir felakete doğru sürükleme eğilimine
girerlerse buna karşı bizim onlara bir çıkış yolu göstermemiz
lazım. Kim ne derse desin biz bir Avrupa gücüyüz.