15 Temmuz darbe girişimine ilişkin soruşturma süreçleri büyük
bir hızla sürüyor.
Ankara’da darbecilerin ana karargâhı Akıncı Üssü başta olmak üzere
Genelkurmay’da, Jandarma’da, Ankara Emniyeti ve Özel Harekât’ta
yaşananları Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturuyor.
Ankara’daki soruşturmanın sonuçları darbenin ana davasına
dönüşecek.
Ana davada darbecilerin lider kadrosu konumundaki isimler sanık
sandalyesinde olacak.
İstanbul, İzmir, Eskişehir, Diyarbakır, Malatya başta olmak üzere
diğer kentlerde de soruşturmalar yürüyor.
Bu dosyalardaki sanıkların bir bölümü de Ankara’da ana davada
yargılanacak.
Elbette Marmaris’te Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a suikast
girişiminde bulunan sanıklar da.
Yaşanan diğer bazı olayların davalarının ise meydana geldiği
kentlerde görülmesi bekleniyor.
Ankara, bu nedenle tarihi bir yargılamaya sahne olacak.
Sincan Cezaevi Kampüsü içerisinde 900 kişilik bir duruşma salonu
için ihaleye çıkıldı.
Cezaevinin F ve T tipi bölümleri de soruşturma kapsamında
tutuklananlar için büyük oranda boşaltıldı.
Darbeye giden yol
Darbe girişimini sadece 15 Temmuz akşamında yaşanan, o akşam emir
veren ve emirleri uygulayanlarla sınırlı tutmak elbette mümkün
değil.
Cuntanın oluşumu, darbeye karar vermeden önce yürüttükleri
faaliyetler de soruşturmanın bir başka boyutu.
Yakın tarihte karanlıkta kalan, bir türlü aydınlatılamayan çok
sayıda şüpheli olay var.
Savcılıkların, “Bunlar yapmıştır” kolaylığına kaçmadan, bu
olaylarla cuntanın ve paralel devlet yapılanmasının (PDY)
bağlantısını araştırması zorunlu.
Malatya Zirve Yayınevi cinayeti, Hrant Dink cinayeti, kumpas
soruşturmaları, Gezi olayları sırasında yapılan ölçüsüz
müdahaleler, Uludere’de köylülerin bombalanması, Rus uçağının
düşürülmesi...
Hükümet çevrelerinde çok sayıda isim, bu olayların her birine
yönelik kendilerinde de soru işaretleri olduğunu belirtiyor.