MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin açıklamalarıyla başlayan “başkanlık sistemi odaklı anayasa değişikliği” tartışmalarında en kritik aşamalardan biri daha geçildi.
Bahçeli’nin, “Hükümet teklifini getirsin, ya tartışmalar bitsin, ya fiili durum hukukilik kazansın” çağrısına “Teklifimizi getireceğiz” yanıtını veren Başbakan Binali Yıldırım’la geçen hafta yaptığı görüşmenin ardından, anayasa teklifinin bu hafta MHP’ye iletilmesi bekleniyordu.
Bu beklenti dün gerçekleşti.
Bahçeli, teklifle ilgili önemli tartışmalardan birine dünkü grup toplantısının ardından nokta koydu.
MHP’ye iletilen teklifte “başkanlık” değil, “cumhurbaşkanlığı” ifadesinin yer aldığını açıkladı.
Ak Parti içerisinde de bir süre tartışma konusu olan bu konuyla ilgili kararın alınmasında Yıldırım-Bahçeli görüşmesi etkili oldu.
Aktarılanlara göre, bu yolla her iki parti iki farklı tartışmanın önüne geçmeyi amaçlıyor.
Birincisi, CHP’den gelen “rejim değişikliği” eleştirilerine karşılık mevcut rejimin sürdüğünü gösterecek bir karine oluşturmak.
İkincisi de MHP’nin “güçlendirilmiş cumhurbaşkanlığı ve parlamenter sistem” tezine uygun bir dil belirlemek.
Alternatifli teklifin kalbini, hangi maddesinde kaç seçenek olursa olsun, bu iki gerekçe oluşturuyor.
Ak Parti’nin “rejim değişmiyor” odaklı kampanya süreci yürütebilmesi ve parlamenter sistemi savunan Bahçeli’nin elinin rahatlatılması açısından iki gerekçe büyük önem taşıyor.
Dün aldığımız bilgiler, her ne kadar “cumhurbaşkanı” ifadesi kullanılsa da teklifte öngörülen sistemin “partili cumhurbaşkanı” gibi bir sisteme denk düşmediğini gösteriyor.
Teklifte yer alan düzenlemeleri ana hatlarıyla şöyle özetleyebiliriz:
Başbakanlık kurumu ortadan kalkacak, kabineyi kurma görevi cumhurbaşkanında olacak.
Cumhurbaşkanının yardımcısı da olacak. Yardımcının seçimden önce belirlenmesi ya da kabineden bir ismin bu göreve atanması seçeneklerinden biri seçilecek.