MİNSK
Cumhur-başkanı Tayyip Erdoğan’ın gezisini izlemek üzere Beyaz Rusya’nın başkenti Minsk’teydik.
Ziyaretin amacı, ikili ticari ve siyasi ilişkileri geliştirmek.
Bu ülkeye çok kar yağdığı için, “Beyaz Rusya” adı verildiğini
düşünenler çoktur.
Ancak, “beyaz” sıfatının kullanılması kardan kaynaklanmıyor.
Bu ülkeye Beyaz Rusya denilmesine ilişkin üç rivayet var.
Birincisi, çok fazla leyleğin yaşadığı bu ülkede leylekler kanatlarını açınca gökyüzüne beyaza rengin hakim olması.
İkincisi, Osmanlı ordularının ayak basmadığı tek yer olması sebebiyle, düşman orduları tarafından, “kirlenmemiş yer” sayılması.
Üçüncüsü ise ülkedeki çok sayıda gölün coğrafyada beyaz bir
görüntü vermesi.
İkinci notum ise uçaktan.
Cumhurbaşkanlığı uçağında gündemdeki sıcak konular konuşuluyordu.
Uçağın en ilgi çeken konuklarından biri MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın’dı.
Başbakan Binali Yıldırım ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin önceki gün yaptıkları görüşmenin hemen ardından gerçekleşen Minsk ziyareti heyetinde yer alması,
MHP’nin simge isimlerinden olan Yalçın’ı dikkatlerin odağına yerleştirdi.
Trump’tan üç beklenti
ABD Başkanlığı’na Donald Trump’ın seçilmesi konusunda Ankara’nın ne düşündüğünü öğrenmek için uçakta nabız yokladım.
Aldığım izlenim, Ankara’nın Trump’ın seçilmesini, “ihtiyatlı
iyimserlikle” karşıladığı.
Ankara’nın Trump’tan üç konuda beklentisi var.
1- Fetullah Gülen’in iadesinin sağlanması.
2- Suriye ve Irak’ta Obama’nın Türkiye’yi rahatsız eden açıklama ve uygulamalarının Trump tarafından değiştirilmesi ve PYD-YPG ve Türkmenlerin konumu gibi başlıklarda, Ankara’nın kırmızı çizgilerine özenli yaklaşması.
3- Obama döneminde yönetimin Türkiye’nin iç işlerine müdahale sayılabilecek ölçüsüz açıklamalarının Trump döneminde yapılmaması.