15 Temmuz gecesi devlet, FETÖ’cü askerlerin darbe girişimine karşı koyabilmek için ayağa kalktığında, gözler ilk olarak özel harekât polislerine çevrildi.
Ağır silahlara sahip, uçakla başkentin üzerinde dolaşan, tankları
sokağa çıkaran FETÖ’cü askerlere karşı koyabilecek en donanımlı
güç, poliste, özellikle de özel harekâtçılardaydı.
FETÖ’nün darbe girişimine karşı hangi birliklerin, hangi
komutanların karşı koyacağının henüz bilinmediği o saatlerde
Emniyet’in merkez birimlerinden tüm polislere, “Hazır olun” mesajı
gitti.
Darbecilerin gözü kulağı ise Gölbaşı’ndaki Özel Harekât Daire
Başkanlığı’ndaydı.
O emir geldiğinde Halit Gürsel, omuz omuza görev yaptığı meslektaşı
Seher Yaşar’la nişanlanmak için son hazırlıklarını yapıyordu.
Ailesi, özene bezene aldığı nişan yüzükleriyle Diyarbakır’dan
Ankara’ya gelmiş, Gürsel ile Yaşar’ın nişanı için aldıkları
kıyafetlerini giymiş, nişan töreni için heyecanla bekliyordu.
Mesaiden dönen Gürsel’e amirleri “Hemen göreve” emri verdiğinde,
iki aile, nişanı bir gün sonra yapmayı kararlaştırdı.
Gürsel, babasının arabasını alarak, nişanlanmaya hazırlandığı
Yaşar’la birlikte görev yerine döndü.
Alelacele üniformalarını giyip, Özel Harekât merkezine dönen çift,
diğer polislerle birlikte bahçe kısmında verilecek emirleri
beklerken, FETÖ’cü polisler de talimat veriyordu:
“Ateş serbest.”
Daire Başkanlığı’nın bahçesine Kandil’de kullanılan bombalardan
ilki bırakıldığında Gürsel ile Yaşar, bahçedeki diğer
meslektaşlarıyla birlikte şehit düştü.
Ailelerinin elinde parmaklara takılamayan yüzükler kaldı.
Bir sonraki bombada 2 aylık hamile eşini geride bırakıp sonsuzluğa
karışan Hüseyin Goral şehit düştü bu kez.
Helikopter pilotu olmaya hazırlanan henüz 26 yaşındaki ikiz
kardeşler Ahmet ve Mehmet Oruç.
Ve göreve koşan diğer polisler.
‘Kendilerinden dahi vazgeçtiler’