Milli Eğitim Bakan-lığı’nın müfredat değişikliğinden sonra
basılan yeni ders kitapları kamuoyunun gündeminde.
Konunun iki boyutu var.
Birincisi; Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz’ın “En çağdaş, en
bilimsel müfredatı yaptık” dediği müfredatın bu kriterler açısından
geçerli not alıp alamayacağı.
Diğer boyutu ise ders kitapları ve yardımcı kitaplardan Atatürk
başlığı altında yapılan nokta atış ayıklamalar.
Günlerdir yazılıp çiziliyor. Yine de birkaçını anımsatalım:
11 ve 12. sınıflarda okutulan kitapların evlilikle ilgili
bölümlerinde yer alan, “Bir kıza talip olan varken rekabet ortamı
oluşturacak şekilde başkalarının talip olması uygun düşmez”,
“Erkekler, güç ve kuvvet yönünden daha ileri olduğundan ailenin
sorumluluğu birinci derecede onlara yüklenmiştir”, “İslam, erkeğin
üstlendiği mesuliyetlere karşılık kadının da kocasına itaat
etmesini istemiş ve bu itaati ibadet saymıştır” gibi ifadelerin her
biri ayrı tartışma konusu.
Bu kısa özet çağdaşlık kriterleri bakımından su kaldıracak
nitelikte.
İşin diğer boyutu ise Atatürk’e ilişkin.
Ayıklamaların Atatürkçülük başlığı altında işlenen konulardan da
taşarak doğrudan Atatürk’e dönük garip değişikliklere kadar uzanmış
olması gerçekten problemli.
Bu konudaki en trajikomik örneklerden biri dün Milliyet’in haber
sayfalarındaydı.
Muhabirimiz Ayşegül Kahvecioğlu’nun haberine göre, ilkokul 1 ve 5.
sınıf müzik dersinin kitabında tuhaf değişikliklere gidilmiş.
Atatürk ile ilgili şarkıların bazıları kitaplardan çıkarılmış.
İngiliz ezgili “Tren” şarkısı, yerelleşme gerekçesiyle Malatya
yöresinden “Tren gelir hoş gelir” türküsüyle değiştirilmiş,
kitaptan “piyano, keman, gitar” gibi enstrümanlar çıkartılarak
“Kaval, kaşık, kemençe, zurna” gibi enstrümanlara yer verilmiş.
Senfoni konserlerinin fotoğrafları kitaplardan çıkmış, çocukların
önce bağlamayı, kavalı, kaşığı, kemençeyi öğrenmesi uygun
bulunmuş.
Kemençe ve zurnayla birlikte piyano ve kemanı da anlatmak niye
mümkün değil anlayamadım.
Müzik kitaplarındaki Atatürk ayıklamalarına gelince...