Serpil Çevikcan Milliyet Gazetesi

Yargı ne düşünüyor?

Türkiye’nin sadece bugün değil, geçmişten bu yana en tartışmalı alanlarından biri, yargı. AB’yle yürütülen müzakerelerin göbeğinde dün de bugün de hep yargı ve verilen kararlar var. Bu...

29 Mart 2017 | 270 okunma

Türkiye’nin sadece bugün değil, geçmişten bu yana en tartışmalı alanlarından biri, yargı.
AB’yle yürütülen müzakerelerin göbeğinde dün de bugün de hep yargı ve verilen kararlar var.


Bu nedenle yargının meselelere bakışı, tutumu büyük öneme sahip.
15 Temmuz darbe girişiminden sonra yargıda sarsıcı gelişmeler yaşandı.
Birkaç yıl öncesine kadar gündeme damgasını vuran davaları yürüten hâkim ve savcılar başta olmak üzere 4 bine yakın yargı mensubu meslekten ihraç edildi.
İhraçlar ve tutuklamalar Anayasa Mahkemesi’nden, en ücradaki ceza mahkemesine kadar uzandı.
Yargıdaki boşluğun doldurulması için de Adalet Bakanlığı seri önlemler almaya çalıştı.
Bütün bu çalkantıların içerisinde de projeler yürütülmeye devam edildi.
Ankara’da dün ve önceki gün bu projelerden en önemlilerinden birinin toplantıları vardı.
Adalet Akademisi’nin Avrupa Konseyi ile birlikte yürüttüğü, “Türk Yargısının İfade Özgürlüğü Konusunda Kapasitesi’nin Güçlendirilmesi İzleme Araştırması” konulu bu çalışma aslında 2 yıldır sürüyor.
2 yıl sonunda geçtiğimiz ocak ayında, çeşitli periyotlarla eğitimlere katılan hâkim ve savcıların, yüksek yargı mensuplarının bin 104’ü ile bir izleme araştırması yapıldı.
Fikir özgürlüğü araştırması
Ankara Haber Müdürümüz Gökçer Tahincioğlu’nun bu konudaki haberi dün gazetemizde yer aldı.
Çalışma kapsamında, ifade özgürlüğüyle ilgili önermelerde bulunularak, hâkim-savcılara, yüksek yargı mensupları ve Adalet Bakanlığı bürokratlarına önermelere katılıp katılmadıkları soruldu.
Türkiye’de taraflı olup olmadığı tartışılan AİHM’yi taraflı bulan yargı mensuplarının oranı sadece yüzde 15 çıktı.
Hukuk fakültelerinde ifade özgürlüğü eğitimin yetersiz olduğunu düşünenlerin oranı ise yüzde 79.
Yöneltilen önermelerden biri,”Terörist eylemi övmek ya da meşru göstermek amacı taşımayan ifadeler rahatsız edici, şoke edici bile olsa ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmelidir” şeklinde.
Bu önermeye yargı mensuplarının yüzde 56’sı “katılıyorum-kesinlikle katılıyorum” diye yanıt verdi.
Türkiye’de bu konuda yürütülen tartışmalar düşünüldüğünde, AİHM’nin en önemli kriterlerinden biri için yüksek oranda yargı mensubunun “destekleyici” olduğu görülüyor.
Bir diğer önerme, “Nefret söylemi sayılabilecek ifadeler kısıtlanabilir. Ancak bu, herhangi bir kültürel ya da dinsel inanca ya da uygulamaya yönelik her türlü eleştirel ifadenin rahatsız edici ya da şoke edici bile olsa yasaklanabileceği anlamına gelmez.”
İlk derece mahkemelerindeki hâkim-savcıların yüzde 44’ü katılıyorum, yüzde 12’si kesinlikle katılıyorum derken, yüksek yargıda, “katılan-kesinlikle katılan” oranı yüzde 58, bölge adliye mahkemelerinde yüzde 56 oldu. Bu başlığa Adalet Bakanlığı bürokratlarının ise yüzde 33’ü “katılmıyorum” dedi. Toplamda ise, “katılıyorum-kesinlikle katılıyorum” oranı yüzde 44’te kaldı.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
24 Haziran sonrasındaki şema 30 Mayıs 2018 | 8.913 Okunma Gençleri hangi parti kazanacak? 26 Mayıs 2018 | 7.561 Okunma Güçlü Meclis, güçlü hükümet 25 Mayıs 2018 | 199 Okunma 1. bölge, 1. sıra büyük sorumluluk 23 Mayıs 2018 | 612 Okunma Liste kulisleri 19 Mayıs 2018 | 8.488 Okunma