1800’lerin ilk yarısında yaşayan Fransız politikacı ve iktisatçısı Frederic Bastiat, zamanın Fransız meclisine bir dilekçeyle başvurur. Dilekçesinde mum ve kandil üreticilerinin satışlarındaki daralma yüzünden zarara uğradıklarını söyleyerek, “Lütfen güneşin neden olduğu haksız rekabeti önleyin” der. Talep ettiği şey herkesin perdelerini sıkıca kapatması ve evlerine güneş ışığının girmesine izin vermemesinin sağlanmasıydı. Böylece mum ve kandil üreticileri “güneş ışığının yol açtığı haksız rekabet”ten korunacak ve maddi zarara uğramaları engellenecekti. Dilekçesi o kadar ünlü oldu ki modern zaman ekonomistleri korumacılığa karşı serbest ticareti savunurken hep “Mumcular Dilekçesi” örneğini verdiler. Bastiat amansız bir korumacılık düşmanıydı. “Eğer mallar sınırları aşamazsa, ordular aşar” sözü onundur. Dün gazetelerdeki Trump başlıklarını görünce Bastiat’nın ünlü dilekçesi aklıma geldi. Fransa’da meclis üyeliği de yapan Bastiat bu dilekçesiyle dalgasını geçiyordu. Dalga geçtiği şey korumacılıktı. Ama Trump çok ciddi.
ABD’nin Çin’e ve Avrupa’ya karşı başlattığı ticaret savaşı korkulduğu gibi genişleyerek yayılıyor. Durum çok ciddi; sorun büyük ve bizi de tehdit ediyor. Dünya ticareti ciddi bir daralmaya doğru gidiyor. ABD’nin her adımına karşı diğer ülkeler de attıkları ve atacakları adımları açıklıyorlar. Alttan alan yok. ABD Avrupa Birliği’nden ithal edilecek otomobillere ek vergi koyacağını açıkladı, AB’den anında Amerikan otomobillerine vergi artışı planı geldi. ABD AB’den çelik ve alüminyum ithalatına vergi getirdi, AB viskiden motosiklete kadar onlarca kalemin ithaline vergi koydu. Aynı şekilde ABD ticaret saldırısına hedef olan Çin de uygun karşılık vermeye çalışıyor.