Üniversitede işletme okumuş biri olarak iktisadi ve idari
bilimler fakültelerindeki bölümlerden birini tercih etmeyi
planlayanlara birkaç tavsiye de benden. Türkiye’de bu alanlarda
10’larca üniversite her yıl binlerce mezun veriyor. Potansiyelinin
altında büyüyebilen Türkiye ekonomisi ise ne yazık ki bu kadar
mezuna iş yaratamıyor. Bu nedenle her yıl çok sayıda diplomalı
üniversite mezunu işsizler arasına katılıyor. Türkiye’de genel
işsizlik oranı yüzde 10.5 iken, üniversite mezunları arasında yüzde
11.5. Yani daha yüksek, hatta ilköğretim mezunlarından bile 2 puan
daha fazla. Bu demektir ki fark yaratabilen mezunların iş bulma
şansının daha fazla olduğu bir dönem var
önünüzde.
Üniversiteler öğrenciye temelde iki şeyi verir: Öğretim ve eğitim.
Öğretim aşağı yukarı bütün üniversitelerde aynıdır. Müfredat
çerçevesinde benzer kaynaklarla aynı konular öğretilir.
Üniversiteler arasında asıl farkı yaratan ise verdikleri eğitimdir.
Üniversite öğrenciye sadece müfredatı vermemeli, aynı zamanda ufuk,
vizyon, dünyaya bakış, kültür ve renk kazandırmalıdır. Ne yazık ki
bazı üniversiteler bugün bu noktadan çok uzaktadır.
Üniversiteye girecek öğrenciler, 4 yıl boyunca üniversitenin verdiği öğretim ve eğitimi alırken, aynı zamanda kendilerini farklı ve değerli kılacak yatırımları yapmalılar. İşte bu yatırımlardan bazıları:
İngilizceyi mutlaka halledin. İngilizceyi iyi seviyede konuşmak ve bu dilde okuryazar olmak hayatınızı kolaylaştırabilecek bir destek unsuru değil, iş hayatında var olabilmeniz için olmazsa olmazdır. Hayatınızı kolaylaştıracak ve fark yaratacak olan ise ikinci, hatta üçüncü bir yabancı dili öğrenmektir.