Yılın ilk 9 ayı geride kaldı. Bir değerlendirme yapmak gerekirse, en fazla yeri hazine kefaletli Kredi Garanti Fonu (KGF) sistemine ayırmak gerekir. KGF bu yıla damgasını vurdu. İSO Başkanı Erdal Bahçıvan’ın tanımlamasıyla “2017’nin muhteşem bir inovasyonu”ydu. Ekonomide finansmana erişimin sorun olduğu bir dönemde ciddi bir teminat kaldıracı görevi gördü bu yılın büyümesine 1.5-2 puan katkı yaptı. Ekonominin ciddi bir durgunluğa girdiği dönemde kritik bir müdahaleydi. Finansbank Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Aras’ın benzetmesiyle “ilaç” gibi geldi. “Ama bu ilaç bir kortizon. Aldın mı iyi hissedersin ama iyileştirici değildir.”
KGF politika yapıcılara soluk aldırdı, kalıcı düzelmeyi sağlayacak önlem alma fırsatı sağladı. Önlem alınmazsa Türkiye, firmaların teminat sorununu aşmak, KOBİ’lerin finansmana erişimini kolaylaştırmak ve 2018-20 için belirlenen yüzde 5.5’lik iddialı yıllık büyüme hedefine ulaşmak için şapkadan yeni tavşanlar çıkarmak zorunda kalabilir.
KGF’nin yarattığı yüksek büyüme ivmesi yavaş yavaş hız keserken buradan Hazine’ye gelecek yük ve sorunlu kredilere etkisi tartışılıyor. Tam resmi ve sistemin performansını kredi geri ödemeleri yıl sonunda başladığı zaman görmeye başlayacağız.