Bugün Pazar ya… Keyifli bir şeyler yazayım istedim. Okurken istisnasız herkesin ilgisini çekecek, keyiflendirecek ve hatta “Vayy be! Böyle de bir şey olabiliyormuş!” diyecek bir hikaye paylaşmak istedim.
Esasında uzun zamandan beri aklımdaydı bu hikayeyi sizlerle paylaşmak ama gazeteci ve yazar olarak Türkiye siyaseti başta olmak üzere fokuslandığım konular öyle bir ruh hali yaratıyor ki, sanki o konuların dışında bir şeyler yazsam siz okurlarımla her zaman kurduğum kontağı kuramayacağım gibi garip bir endişe oluşuyor bendenizde.
“Fobi” gibi bir şey yani bugün yaptığım şey mesleki açıdan.
O nedenle anlayış ve hatta yoğun destek bekliyorum az sonra okuyacaklarınız karşısında, ki devam edeyim…
Pazarları sizinle böyle özel portreleri, hikayeleri paylaşmaya devam edeyim…
Asım Güzelbey… Ben bu ismi 2004-2014 yılları arasında Gaziantep’te Belediye Başkanlığı yaparken tanımıştım. Ortopedi ve travmatoloji uzmanlığından ayrılıp Güneydoğu’nun Paris’i olarak bilinen Gaziantep kenti için AK Parti’den belediye başkanlığına soyunan Güzelbey’in o zamanki duruşu da bana hep farklı gelmiştir.
Tanıdığım onlarca belediye başkanından farklı ve ekstrem özelliklere sahip olan Asım Başkan’ın ikinci defa seçilmesinin hemen akabinde gerçekten de Gaziantep halkı tarafından çok başarılı bir belediye başkanı bulunuyor olmasına rağmen; “Bir daha aday olmayacağım ve koltuğumu kendi isteğimle bırakacağım!” sözüne sadık kalması Türk siyaset tarihinde pek alışık olmadığımız bir durumdu.
Oldukça etkin ve güzel bir sicille siyasi kariyerinde çıtayı yükseltebileceği imkanlara sahipken 2014 yılında kendi isteği ile başkanlıktan ayrılması bazıları tarafından takdirle karşılanmıştı ama bazıları ise; “Siyaseten naz yapıp, daha büyük gelmek için sükse yapıyor Asım Güzelbey… ” şeklinde algılanmıştı…
Ancak ikincisini düşünenler yanıldı çünkü Asım Başkan bir dahaki seçimde yani 2014 yılında aday olmadı ve sonra da siyasetten tamamen çekildi.
Ayrıldıktan sonra bir iki kez telefonda görüşmüştük ancak sonradan kontağımız tamamen kopmuştu.
Dolayısıyla ne yapıyor, ne ediyor çok haberdar değildim.
Haberim kısa bir süre önce büyük bir tesadüf sonucu oldu.
Bir ortak dostumuzun sayesinde kendisinin artık Estonya’da yaşadığını ve orada bir aşçılık okulunda onlarca Estonyalı’ya Antep mutfağı dahil, Türkiye mutfağının eğitimini verdiğini öğrendim.