Dün bütün gün evdeydim. Evden çıkmak hiç içimden gelmedi. İnanın
yazı yazmak içimden gelmiyor. Çünkü inanılmaz bir gerilim var
memleketimin dört bir köşesinde ve bünyem kaldırmıyor artık!
Dışarı çıkıp iş gereği bir toplantıya katılıyorsunuz ya da
arkadaşlarla bir yemek için bir araya geliyorsunuz mevzu hep aynı!
Seçim, seçim, seçim! Aslında böyle olması doğal. Çünkü Türkiye
kritik bir oylamaya gidiyor ama benim sıkıldığım şey seçim
heyecanı, seçimin konuşuluyor olması değil.
Daha geçen yıl iki mühim seçimi birlikte atlattık. Hiç de böyle bir
ruh haline bürünmemiştim. Çünkü o seçimlerde devletin bekası ile
ilgili ciddi bir mücadele vardı. Sıkılmak bir yana dört elle
sarılmıştım meseleye. Bu seçime sarılamıyorum çünkü mevcut atmosfer
beni canımdan bezdirdi.
Gerek sokakta, gerekse sosyal medyada öyle pis bir dil kullanılıyor
ki inanamıyorum ben buna! Sanki 2015'te değil de, 1990'lı
yıllardayız. Kendini bilmez bazı iktidar yanlılarından HDP'li
Kürtlere yapılan hakaretleri izledikçe midem bulanıyor. HDP'li
Kürtler'den iktidara karşı buram buram nefret kokan tavırları
gördükçe de öyle oluyor! "Durun yahu siz kardeşsiniz!" demek
istiyorum ama desem de biliyorum ki kimse aldırış etmeyecek!
Etmiyorlar daha doğrusu.