Bu yapının yani Paralel Örgüt'ün yani nam-ı diğer Gülen
Cemaati'nin devletin en kilit noktalarına sızarak, elde ettikleri
güçle uyarlarına gelmeyeni şantajla boyun eğdirmek için
röntgenlediklerini, dinlediklerini ve kaset kaset arşiv
yaptıklarını ilk yazanlardan biri değilmişim gibi dün
yazdıklarımdan enteresan sonuçlar çıkarmış bazıları. Sanki ben her
iki yazıda da; "Bu örgüt ak sütten çıkmış kaşıktır!" falan demek
istemişim gibi anormal tepkilerle karşılaştım. İnanın öyle saçma
yorumlar yapıldı ki kendim bile yazdıklarımdan şüpheye düşüp, sabah
gazeteyi açıp kendi yazdıklarımı bir kez daha dikkatlice okudum.
Dedim ki; "Acaba ben ne demek istediğimi mi anlatamadım!" Gördüm ki
hayır! Ne demek istediğim gayet açık ve net. Sorun şu galiba;
Birileri bazı şeyleri başka tarafa çekmeye çalışıyor. Israrla hem
de... Ama ben bu tuzağa düşmem. Dün yazdığım iki yazının da
arkasındayım sonuna kadar ama bu kirli örgütle ilgili fikrimde de
ilk günkü noktadayım.
Evet... Yıllarca insanları şantajla dize getirdiler.
İnsanların yatak odalarına girip özel hayatlarını kaydedip
siyaseti, devletin bürokrasisini ve idaresini dizayn ettiler. Bunu
yaptıklarına dair onlarca örnek var elimizde. Bizim zaten bu
yapıyla mücadelemiz bunadır. Bu alçaklıklarına, kullandıkları
çirkin yöntemlere.