DİLİ varmıyor insanın "Gitti" demeye... Gitmedi saymak istiyor insan. Çünkü daha 15 yaşındaydı ve büyük bir ihtimalle daha birçok şeyin tam olarak farkında bile değildi. Allah bilir o yaşına kadar belki de yaşadığı şehir Trabzon'un dışına bile çıkmamıştı Eren. Ve Allah bilir o kaldığı yayla evinde hırsızlık yapan adamları da sıradan hırsızlar falan sanmıştı. Aklına bile gelmemişti belki de o alçakların PKK'lı teröristler olduğu. Nereden akıl etsin ki zaten, nasıl etsin? O yaşına kadar belki de kahvehanede tavla oynayan büyüklerinin takışmalarından başka bir kavgaya, itiş kakışa şahit olmamıştı... Ve daha hayatının ilkbaharına yeni adım atmış Eren alçak PKK'lı teröristlerin kahpece kurşunlarının kurbanı oldu. Ne diyeceğimi, ne yazmam gerektiğini bilmiyorum inanın. Dün sabah Eren'le ilgili haberleri izlerken annemin "Allah sizin bir değil, bin kez belanızı versin inşallah! Nasıl kıydınız bu masum evlada!" haykırışı, sanki tüm memleket ağız birliği etmişcesine dört bir tarafta yankılanıyordu. Ve ne garip bir tesadüf ki... Facebook'taki hesabında kısa bir süre önce "Biri de çıkıp demiyor ki: İyi ki varsın Eren!" diyen 15'liye yine tüm memleket, "İyi ki varsın Eren!" diyerek selam durdu... Eren kahpece katledildi ama alçaklıklarını tavana vurduran PKK'nın da artık tam olarak ne mal olduğunun anlaşılmasında adeta sembol oldu. Cennette hakkında tüm yazılanları okuduğunu biliyorum. Eminim. O nedenle ben de Eren'e buradan bir selam çakmak istiyorum: "İyi ki varmışsın be ablam! İyi ki olmuşsun! Aslan parçası, yiğit kardeşim... Hakkını helal et."